https://as-proceeding.com/index.php/icras/issue/feedInternational Conference on Recent Academic Studies2023-05-18T16:45:00+03:00All Sciences Academyallsciencesacademy@gmail.comOpen Journal Systems<div id="focusAndScope"> <p class="font_8">ICRAS conference is designed to bring together leading international and interdisciplinary research communities, developers, and users of advanced technologies and to discuss theoretical and practical issues in all the field of technologies.</p> </div> <div id="openAccessPolicy"> </div> <div id="history"> <p class="font_8">The contributions will be evaluated by the Scientific Committee. The papers approved by the scientific committee will be presented. All full papers in the conference that match with the topics can be published in the concept of <em>All Sciences Proceedings</em> as conference proceeding.</p> </div>https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/654Altın Oran’ın Matematiğe Katkısı ve Matematik Öğretimi 2023-05-10T17:43:03+03:00Ayhan ESİaesi23@hotmail.com<p>Bu sempozyum sunusunda altın oranın matematiğe katkısı ve matematiğin altın oranda nasıl kullanıldığı ve matematiği nasıl öğrenebiliriz sorularına kısaca cevap vermeye çalışacağız.</p>2023-05-10T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 International Conference on Recent Academic Studieshttps://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/663Raspberry Pi ile Gerçek Zamanlı Bitki Algılama Uygulaması2023-05-11T18:32:17+03:00Recai Özcanrecaiozcan@selcuk.edu.trKemal Tütüncüyazar@as-proceeding.com<p>Elektronik ve bilgisayar teknolojilerinin gelişimine paralel olarak yapay zekâ uygulamaları birçok alanda gelişme imkânı bulmuştur. Bu alanlardan birisi de hassas tarımda yapay zekanın kullanımıdır. Yapay zekanın alt dalı olan derin öğrenme teknikleriyle güçlü donanıma sahip bilgisayarlar kullanılarak hassas tarım için birçok başarılı bilgisayarlı görü uygulamaları geliştirilmiştir. Ancak bu uygulamaların gerçek zamanlı çalışabilen bir robotik sisteme entegre edilmesi yüksek maliyet gerektirmektedir. Bu sebeple hassas tarıma yönelik gerçek zamanlı uygulamalar tasarlayabilmek ve robotik makinelerin alt sistemlerinde yapay zekayı kullanabilmek için düşük maliyetli çözümlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada hassas tarımda robotik makinelerin bilgisayarlı görü sistemlerinde kullanmak için Raspberry Pi 4 ile gerçek zamanlı bir bitki algılama sistemi gerçekleştirilmiştir. Ayrıca sistemin algılama hızını artırmak için Coral USB hızlandırıcı kullanılarak sonuçlar algılama hızı bakımından değerlendirilmiştir. Coral USB hızlandırıcı ile Raspberry Pi 4’ün birlikte kullanımıyla 30 FPS’lere varan algılama hızı elde edilmiştir. Bu sonuçlar bir mikrobilgisayar üzerinde gerçek zamanlı bitki algılamanın yapılabileceğinin mümkün olduğunu göstermektedir.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/664Drought Assessment of Siirt using SPI and SPEI2023-05-11T18:38:48+03:00Veysi KARTALveysikartal@siirt.edu.tr<p>Turkey is in the semi-arid semi-humid mid-latitude region. Therefore, drought, one of the destructive effects of climate change, is a fundamental problem for the country, part of which is in the semi-arid climate zone. To evaluate the drought of Siirt province in Turkey, a total of 792 time series were evaluated. In this study, meteorological drought analysis was carried out in Siirt province, located in the Southeastern Anatolia region, monthly and annual periods using the Standardized Precipitation Index (SPI) method and SPEI. Meteorological data (temperature, evaporation, and precipitation) from Siirt province between 1957-2022 were used. The results showed that the monthly and annual values of SPI and SPEI showed almost similar results at the selected stations for annual time scales. Although there were periods of severe drought, normal drought levels were observed in the overall average. The wet and dry periods were identified, and the results were presented graphically. As a result, the trend results in the region will contribute to the water resources planning management.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/665İç ve İç-doğu Anadolu'da gömülü fayların belirlenmesi amacı ile havadan manyetik anomali ve yüzey fay haritalarının ilişkilendirilmesi2023-05-11T18:41:12+03:00Ezgi Erbek-Kıranezgierbek@sdu.edu.trAbdullah Ateşyazar@as-proceeding.comM. Nuri Dolmazyazar@as-proceeding.com<p>Bu çalışmada havadan manyetik veriler kullanılarak Türkiye’ de yer alan en önemli yapılardan biri olan Orta Anadolu Kristalin Kompleksinin doğu sınırındaki tektonik birimlerin jeofizik izleri araştırılmıştır. Manyetik verilere ileri veri işlem teknikleri uygulanarak (kutba indirgeme, güç spektrumu analizi, yüksek geçişli filtreleme ve ikinci düşey türev yöntemi) yorumlanmaya çalışılmıştır. Bölgedeki sığ yapıların ortalama derinlikleri güç spektrumundan yararlanılarak 5.63 km olarak hesaplanmıştır. Bu sığ yapıların etkileri filtreleme ve türev yöntemleri ile daha belirgin hale getirilmiştir. Elde edilen sonuçlar masif yapısının doğu sınırında KD-GB uzanımlı bir yapının Mersin iline kadar devam ettiği göstermektedir. Güncel fay haritasında gözlenmeyen bu yapının gömülü bir fay yapısının temsilcisi olabileceği düşünülmektedir. Böylece bu çalışma ile ilk defa bölgedeki gömülü bir yapının varlığı ortaya konulmuştur.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/666İhracatta Elektronik Ticaret Gümrük Beyannamesinin (ETGB) Rolü2023-05-11T18:47:34+03:00Muhammed TURGUTmuhammedturgut@tarsus.edu.tr<p>İhracat ülkelerin ekonomik kalkınmasında ve işletmelerin büyümesinde önemli bir rol oynamaktadır. İşletmelerin sürdürülebilir bir yapıda olabilmesi ve küresel dünyanın zorlu rekabet piyasası arasında yer bulabilmesi açısından uluslararası pazarlara açılmaları gerekmektedir. Sınırların ortadan kalktığı, işletmelerin küreselleşme olgusunu benimsediği bir ekonomik düzende bu önemin artarak devam edeceği düşünülmektedir. Bu sebeplerden dolayı hem ülkeler açısından hem de işletmeler açısından ihracat kavramı büyük öneme sahiptir. İhracat sürecinin karmaşık yapısı ve bürokratik süreçlerin yoğun olması ise ihracat süreci yavaşlatan önemli engellerin başında gelmektedir. Bu engeli aşabilmek adına ülkeler ve işletmeler yoğun çaba sarf etmektedirler. İhracatta bu engeli aşabilmenin en önemli yolu sürekli gelişen teknolojiye ayak uydurmak ve çağın gerekliliğini teknoloji aracılığıyla yakalamaktan geçmektedir. Özellikle son yıllarda teknolojiyle birlikte hayatımıza giren e-ticaret kavramı tüm süreçlerde değişimler yaşattığı gibi ihracatta da köklü değişimler yapılmasına sebebiyet vermiştir. Bu köklü değişimlerden birisi de Elektronik Ticaret Gümrük Beyannamesi (ETGB) olmuştur. Elektronik ticaretin giderek artması, ihracat sürecindeki model ve numunelerin hızla ulaştırılma ve tüketicilerin aldıkları ürüne hemen ulaşma isteği gümrük süreçlerinin basitleştirilmesini zorunlu hale getirmiştir. Gümrükleme süreçlerinin kolaylaştırılmasının ihracatı teşvik edici bir unsur olduğu dikkate alındığında elektronik ticarette gümrük süreçlerinin basitleştirilmesi işletmeler açısından oldukça önemli bir konu olmuştur. Bu kapsamda, çalışmada elektronik ticaret gümrük beyannamesini incelenecek ve ihracatta oynadığı rol ele alınacaktır. Bu alanda yapılan çalışmaların kısıtlı olması ve ETGB uygulamasının yeni bir sistem olmasından dolayı bu uygulamanın sağlayacağı katkıların ortaya konulması literatüre ve karar vericilere yol gösterici nitelikte olacaktır.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/667YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARINDA YAPAY ZEKÂ KULLANIMI2023-05-11T18:53:45+03:00Regaib DİRİKrgbdirik@gmail.comEdip TAŞKESENyazar@as-proceeding.comÖmer DİRİKyazar@as-proceeding.com<p>Günümüzde, enerji üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarına olan ihtiyaç giderek daha önemli hale gelmektedir. Konvansiyonel(alışılagelmiş) enerji kaynaklarının tükenilebilir olması ve çevrede yarattığı olumsuz etkileri göz önüne alındığında yenilenebilir enerji kaynaklarının gerekliliğine her zaman olduğundan daha fazla ihtiyaç duyulduğu görülmektedir. Ancak, yenilenebilir enerji kaynakları verimli bir şekilde kullanılmadığında, enerji üretiminde karşılaşılan sorunlar devam edecektir. Bu nedenle, yapay zekâ gibi sürekli gelişme gösteren ileri teknolojilerin yenilenebilir enerji kaynaklarına entegrasyonu sağlanarak elde edilen enerjinin verimliliği artırılmıştır. Yapay zekâ teknolojisi, yenilenebilir enerji kaynaklarının verimli bir şekilde kullanılmasına yardımcı olmuştur Ayrıca, enerji üretim verilerinin analizi ve tahmini için yapay zekâ kullanımı da enerji üretiminde karşılaşılan sorunları çözmek için etkili ve verimli bir araç olacaktır. Yapay zekâ kullanımı, yenilenebilir enerji kaynaklarının verimli kullanımıyla birlikte, enerji üretiminde sürdürülebilir bir gelecek için önemli bir adımdır. Bu teknolojinin kullanımı, enerji üretimini artırmakla beraber var olan enerjinin sürdürülebilir bir şekilde kullanımını da sağlayacaktır. Bu çalışmada, yenilenebilir enerji kaynakları için yapay zekâ teknolojilerinin kullanımı incelenmiştir. Ayrıca, yapay zekâ teknolojilerinin yenilenebilir enerji kaynaklarındaki kullanımının avantajları ve dezavantajları araştırılmıştır. Sonuç olarak, günümüzde yenilenebilir enerji kaynaklarına olan ihtiyaç hızlı bir şekilde artış göstermektedir ve yapay zekâ teknolojisi, bu kaynakların verimli bir şekilde kullanımına yardımcı olmaktadır. Yapay zekâ teknolojisi, enerji üretim verilerinin analizi ve tahmini için kullanılarak enerji üretiminde karşılaşılan sorunların çözümüne katkıda bulunmaktadır. Bu teknolojinin kullanımı, enerji üretimini artırmanın yanı sıra var olan enerjinin sürdürülebilir bir şekilde kullanımını da sağlayacaktır. Ancak, yapay zekâ teknolojilerinin dezavantajları da dikkate alınarak, yenilenebilir enerji kaynakları için yapay zekâ teknolojilerinin dikkatli bir şekilde kullanılması gerekmektedir.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/668Production of Melamine Formaldehyde Based Composites and Investigation of Usage Areas2023-05-11T18:59:34+03:00Ahmet Beyzade Demirpolatyazar@as-proceeding.comErcan Aydoğmuşercanaydogmus@firat.edu.tr<p>Melamine formaldehyde-based composites have been preferred in many sectors. Various reinforcing materials are used to improve the physical and chemical properties of these composites. To lighten melamine formaldehyde-based composites, low-density organic and inorganic industrial wastes are reinforced. Inorganic factory wastes are used to increase the hardness of the composites. Besides, mineral fillers are preferred to improve the thermophysical properties of composites. In industrial applications, many modification processes have been carried out to develop both the physical and chemical properties of such composites. For composites, importance is given to optimum mechanical strength, nonflammability, surface morphology, pore structure, and distribution. Depending on the intended use of composites, the desired properties may differ in each sector. For example, there are prominent standards in every sector such as home appliances, furniture, automotive, construction, electronics, and decoration. In these standards, it is desirable to have optimum properties such as mechanical strength, hardness, density, thermal conductivity, non-flammability, and thermal stability. Therefore, these standards can be achieved by applying appropriate reinforcements and modification processes to improve the properties of melamine formaldehyde-based composites.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/669Rüzgar türbinlerinin farklı rüzgar hızı koşullarında performans karşılaştırması2023-05-11T19:02:18+03:00Hüseyin Kahramanhuseyink@subu.edu.trİdris Cesuryazar@as-proceeding.com<p>Enerji, bugün dünyanın en önemli sorunlarından biridir. Fosil enerji kaynakları tükeniyor, bu nedenle dünya yeni enerji kaynakları arayışı içindedir. Rüzgar, eski zamanlarda sulama ve un değirmenlerinde kullanılan bir yenilenebilir enerji kaynağıdır. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte rüzgar enerjisinden elektrik üretilmeye başlanmıştır. Bu çalışmada rüzgar enerjisi ve türbinleri tanıtılmış, kanat profilleri ve tasarım faktörleri incelenmiştir. Evrimsel yapı optimizasyonu, boyut, şekil ve topoloji optimizasyonu için basit ve etkili bir yöntem olarak kullanılabilir. Bu yöntem, yapı tasarımını geliştirme ve en uygun hale getirme konusunda oldukça yeni bir araçtır. Kirişlerin en uygun tasarımları araştırıldı ve QBlade programı kullanılarak gerçekleştirildi. Yapıdaki gerilme dağılımı optimize edildi ve kafes benzeri tasarımlar elde edildi. Bu nihai tasarımlarda, başlangıç hacmine göre %30-40'a varan oranlarda azalma görüldü. Topoloji optimizasyonunun önemi ve amacı üzerinde duruldu ve yapılan çalışmaların sonuçları sunuldu. Bu çalışmanın ana amacı, en uygun tasarımları arayarak yenilenebilir enerji kaynaklarının verimliliğini artırmaktır.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/670Comparison of Nonlinearity Value of Substitution Box Generation Approaches2023-05-11T19:06:51+03:00Fırat Artuğerfiratartuger@munzur.edu.trSongül Karakuşyazar@as-proceeding.comFatih Özkaynakyazar@as-proceeding.com<p>Substitution box (s-box) is one of the important structures that perform the mixing process for encryption algorithms. Therefore, strong s-box structures are needed to develop effective encryption algorithms. The most important feature of the S-box is that it has a nonlinear structure. In this way, it can effectively scramble the data to be encrypted. More than a hundred new algorithms have been proposed using many approaches to obtain s-box structures with high nonlinearity. In this study, the performances of the s-box generation approaches in recent years were compared according to their non-linearity values. In addition, the advantages and disadvantages of these approaches have been discussed and suggestions have been made especially for researchers who will just start in this field.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/671Büyük Anadolu Depremleri Sonrası Türkiye’de Afet Yönetimi 2023-05-11T19:10:00+03:00Ahmet Yavuz ŞAHİNa.yavuzsahin@gmail.com<p>–Afet yönetimi; genel olarak afet öncesinde ve sonrasında yapılabilecek olan her türlü yönetim ve organizasyonu kapsayan koordinasyon ve bu koordinasyonun yönetilmesi olarak tanımlanmaktadır. Son yıllarda afet öncesi ve sonrasına afet sırasında kavramı da eklenerek kavram genişletilmiştir. Afet yönetimi afet oluşmadan önce yapılması gereken planlamaların en önemlisidir. Böylece afet gerçekleşmeden afete karşı alınabilecek önlemler, afet sırasında yaşanabilecek sorunlara karşı çözümler ve afet sonrası normalleşme süreci için atılacak adımlar yönetim ve organizasyonu planlanmış olacaktır. Türkiye’nin afet geçmişine bakıldığında, ülkemizin deprem kuşağında olması nedeniyle yaklaşık olarak %61 oranın da depremlerin olduğu geri kalan afetlerin ise %15 heyelan %14 sel %5 kaya düşmesi ve %1 lik kısımın ise çığ, fırtına, kar, yağmur kaynaklı olduğu görülmektedir. Bir toplum için afet sayılabilecek bir durum, başka bir toplum için ise afet olarak nitelendirilmeyebilir. Bu, genellikle toplumların gelişmişlik durumlarıyla doğru orantılıdır. Bu duruma en belirgin örnek Japonya’da gerçekleşen depremler verilebilir. Japonya gibi ülkelerde depremle yaşam günlük rutin olarak görüldüğünden deprem genel manada bu tip ülkeler için afet olarak görülmez çünkü yapıların dayanıklı olmasının yanı sıra halk bilinçlendirilmiştir. Fakat ülkemizde depremin büyüklüğü ve şiddeti farketmeksizin doğal afet olarak tanımlanmaktadır. Bu problemden yola çıkarak çalışmamızda 6 Şubat 2023 Büyük Anadolu Depremleri öncesi ve sonrası Türkiye’nin Afet Yönetim Politikaları ele alınmaktadır. Yaşanan afet öncesindeki politikalar ile afet sonrası ortaya konan politikalar değerlendirilerek Türkiye’nin yaşanan afet karşısındaki durumu değerlendirilmiştir.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/672Characterizations of self-consolidating concrete (SCC) from a physicalmechanical perspective with various additions2023-05-11T19:11:58+03:00Rachid RABEHIrachid.rabehi@univ-djelfa.dzMohamed AMIEURyazar@as-proceeding.comMohamed RABEHIyazar@as-proceeding.com<p>Self-consolidating concretes (SCC) are special concretes that have the particularity of being very fluid and have been developed over the past thirty years. They are still qualified today as "new concretes" because their use remains modest, although they have strong development potential. The specificity of SCC compared to ordinary vibrated concrete (OC) lies in the fact that it is extremely fluid and does not require vibration to be implemented. Compacting under the effect of their own weight, they can be poured in areas with a high density of reinforcement. For the formulation of self-consolidating concretes, a large volume of mineral addition is necessary so as to reduce the quantity of cement induced by the increase in the volume of paste necessary to allow the flow of the concrete. The main objective of this work was to determine the effect of different cement additions (Filler limestone (Fc), crushed dune sand (Sd), and silica fume (Fs)) by partial substitution of a certain quantity of Portland cement on the physical-mechanical properties of SCC using the capillary absorption test. The results obtained demonstrate that all self-consolidating concretes give interesting results in terms of compressive strength and water absorption.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/673Evaluation of Ti/Pt Anode Efficiency and Energy Consumption in Turbidity and Suspended Solids Removal from Paper Industry Wastewater: The Effect of pH and Support Electrolyte Type2023-05-11T19:15:37+03:00Cansu Elgüncansuelgun_1996@hotmail.comBaybars Ali Filyazar@as-proceeding.com<p>In the research, different experimental setups were used to examine the treatment of wastewater from the paper industry using the electrooxidation method, one of the electrochemical treatment methods in the batch system. In the 2000 mL volume jacketed glass reactor utilized for the treatment of wastewater from the paper industry, 4 anode and 4 cathode sieve type plates of 7 cm x 10 cm dimensions were positioned at 0.5 cm intervals, and 1200 mL wastewater was used in the tests. Coated sieve type Ti/Pt electrodes were employed as the anode in the electrooxidation studies, and uncoated sieve type Ti electrodes were used as the cathode. It was determined that the active anodic wet surface area was 1078 cm2 . The removal rates of pollutant parameters such as turbidity and SS (Suspended Solids) in the experiments; the effects of wastewater initial pH value and supporting electrolyte type parameters were investigated. According to the results, the most effective pH value for Ti/Pt anode type at 400 rpm mixing speed was determined to be waste water natural pH (7.5), and 0.50 M NaCl was the most successful supporting electrolyte type. 96.92% Suspended Solids removal efficiency and 95.38% turbidity removal efficiency for Ti/Pt anode were achieved under ideal conditions. In addition, 312.05 kW-hour/kg COD is determined as the energy consumption value.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/674Farklı Gerilme Miktarlarının Donatı Çeliğinin Korozyonuna Etkisi 2023-05-11T19:18:16+03:00İslam Çelikyazar@as-proceeding.comİlker Ustabaşilker.ustabas@erdogan.edu.trAli Paşa Hekimoğluyazar@as-proceeding.comMurat Hacıosmanoğluyazar@as-proceeding.com<p>Beton ve çeliğin birlikte kullanılmasıyla üretilen betonarme yapı elemanları geniş bir kullanım alanına sahiptir. Donatı çeliği malzemesinin özellikleri ve yapı elemanlarının servis gördüğü çevrenin şartları donatıları korozyona uğratabilmektedir. Donatı korozyonu yapıların servis ömrünü kısaltan, önemli ekonomik kayıplara yol açan bir bozulma mekanizmasıdır. Beton, pas payının yetersizliği, karbonatlaşma ile pH değerinin düşüklüğü, klor gibi agresif iyonların varlığı, imalat hataları gibi durumlardan dolayı donatıyı koruyabilme özelliğini kaybedebilmektedir. Korozyona maruz donatı çeliği kesitini kaybetmekte ve taşıyıcı elemanlardaki asıl görevi olan çekme kuvvetlerini karşılayamamaktadır. Bu çalışmada saf suya maruz B420C sınıfı donatı çeliğinde ön gerilme uygulamaksızın ve belirlenen seviyelerde ön gerilme uygulandıktan sonra donatı çeliğinin korozyon hızları ölçülmüştür. Uygulanan ön gerilme seviyeleri elastik, akma, çekme ve kopma bölgelerinde olacak şekilde belirlenmiştir. Donatının korozyon hızları elektrokimyasal yöntem ile deneysel olarak ölçülmüştür. Çalışma sonucunda donatı çeliğine ön gerilme yüklemesinin donatı çeliğinin korozyon hızını artırdığı tespit edilmiştir. En yüksek donatı korozyon hızı çekme bölgesinde gerilme uygulanan donatıda görülmüştür. Çekme gerilmesi ve kopma gerilmesi uygulanan numuneler karşılaştırıldığında çekme mukavemeti değerinde gerilme uygulanan numunede daha az korozyon hızı ortaya çıktığı gözlenmiştir. Bu durum donatı çeliğinin yapısında gerilmeler nedeniyle ortaya çıkan değişimlere dayandırılarak irdelenmiştir. Çalışma sonucunda laboratuvarda ölçülen donatı korozyon hızlarıyla yapının servis gördüğü çevre şartlarındaki donatı çeliğinin korozyon hızlarının tahmin edilebileceği anlaşılmıştır.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/675Basketbol Hakemi El İşaretlerinin Nesne Tanıma Yöntemleri Kullanılarak Sınıflandırılması2023-05-11T19:24:13+03:00Ozan Biçerozanbicer@hacettepe.edu.trCemil Zalluhoğluyazar@as-proceeding.com<p>Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, yapay zekâ ve bilgisayar görüşü teknikleri spor alanında da insan hayatına girmeye başladı. Günümüzde basketbol hakemleri, maç içinde verdikleri kararları masa hakemlerine el işaretleri ile gösterir ve masa hakemleri bu doğrultuda bazı verileri skor tabelasına işler. Bu işlem insan kaynaklı hatalar sebebiyle bazen aksamaktadır ve maçın duraklamasına sebep olmaktadır. Bu çalışmada, bilgisayar görüşü teknolojisi ile bu probleme bir çözüm önerilmektedir. Bu amaçla basketbol hakemlerinin el işaretleri için bir veri seti elde edilmiştir. Bu veri seti üzerinden iki adet derin öğrenme modeli eğitilmiştir ve başarı sonuçları paylaşılmıştır. Gerçekleştirilen çalışma, bahsedilen sürecin yapay zekâ desteği ile geliştirilebileceği ve sadece basketbol değil, tüm spor dallarına sağlayabileceği potansiyel katkıları göstermektedir.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/676Kolon Kanserinde EGF Sitokininin İnsan Karbonik Anhidraz III (CAIII) Geninin mRNA Ekspresyon Seviyesine Etkisi2023-05-11T19:26:24+03:00Derya Okuyandokuyan@bandirma.edu.tr<p>Karbonik anhidraz enzim ailesinin üyeleri karbondioksitin bikarbonat iyonuna geri dönüşümlü hidratasyonunu katalizleyerek dokulardaki CO2 taşınımını, pH dengesini, solunum reaksiyonlarını, iyon dengesini, biyolojik reaksiyonları ve kemik oluşumu gibi birçok önemli süreci katalizleyen ailenin kasa spesifik üyesi olan Karbonik Anhidraz III (CAIII)’ün kolon kanser modeli HT-29 hücre hattında EGF etkili mRNA düzeyindeki ekspresyon seviyesi analiz edilmiştir. Özellikle hücrenin hayatta kalması, büyümesi, invazyonu ve proliferasyonu gibi önemli mekanizmaları regüle eden EGF sitokininin CAIII mRNA seviyesini düşürdüğü bu çalışma ile belirlenmiştir.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/677Madra Dağı (Balıkesir) Yöresinin Staphylinidae (Coleoptera) Türlerinin Çukur Tuzak Yöntemiyle Belirlenmesi2023-05-11T19:28:12+03:00Kürşat Can Ateşkates@bandirma.edu.trSakin Vural Varlıyazar@as-proceeding.com<p>– Bu çalışma 2010-2011 yılları arasında çukur tuzak yöntemi kullanılarak Balıkesir il sınırları içerisinde bulunan Madra Dağı Yöresinin Staphylinidae familyasına ait üyelerin belirlenmesine yönelik yürütülmüştür. Arazi çalışması; Mayıs (2010)- Aralık (2011) dönemlerinde kızılçam, kestane, karışık karaçam ve meralık biyotoplarını kapsayan 6 örnekleme sahasında gerçekleştirilmiştir. Çalışma sonunda; Staphylinidae familyasına bağlı 5 tür (Ocypus curtipennis Motschulsky, 1849, Quedius levicollis Brulle, 1832, Ocypus orientis Smetana and Davies, 2000, Ocypus (Pseudocypus) sericeicollis Menetries, 1832, Ocypus (Pseudocypus) mus Brulle, 1832) olmak üzere toplam 5 tür belirlenmiştir. Ayrıca çalışma alanında incelenen türlerin sinonimleri, morfolojileri ve yayılış alanları verilmiştir.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/678Classification of Weather Phenomenon with a New Deep Learning Method Based on Transfer Learning2023-05-11T21:32:03+03:00Halit Çetinerhalitcetiner@isparta.edu.trSedat Metlekyazar@as-proceeding.com<p>Recognition of weather conditions, which have an important effect on the planning of our daily lives, affects many events from transport to agriculture. Even on an ordinary day, the weather affects many events, from taking children to the market to taking a walk. In addition, in many commercial areas such as agriculture and animal husbandry, many issues from planting and planting time to production are directly or indirectly related to weather conditions. For these reasons, automatic analyses and classification of aerial images will provide significant convenience. New technologies based on deep learning are needed to minimize the errors of experts working in the towers established to monitor weather conditions. Deep learning based systems are preferred because they bring a new perspective to feature extraction and classification approaches in classical machine learning technologies. With deep learning based systems, it is possible to classify by obtaining distinctive features from different weather conditions. In this paper, a pre-trained architecture-based deep learning model is proposed to classify a dataset containing 6877 images of 11 weather conditions. In order to measure the effect of the proposed model on the performance, a comparison with the basic model is performed. The weather classification accuracy of the proposed model in the test set is 88%. This performance result shows that the model is competitive with its competitors. At this point, eleven different weather images can be automatically classified. As a result of the mentioned procedures, this study can be a reference for future weather classification studies.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/679Overview of Quality Control in the Paper Industry2023-05-11T21:35:27+03:00Mustafa Çiçeklermcicekler87@gmail.comAhmet Tutuşyazar@as-proceeding.com<p>The purpose of this study is to provide an overview of quality control in the paper industry. Wood preparation, pulping, bleaching, and papermaking are all steps in the papermaking process, and each one presents its own set of quality control challenges. The study looks at the various methods that are used in the industry to monitor and control the quality of finished paper products. It includes laboratory testing, statistical process control, and online monitoring systems, as well as traditional and modern quality control techniques. The study also emphasizes the significance of quality control in the paper industry, which can have a significant impact on product performance, customer satisfaction, and profitability. Finally, the study concludes with a discussion of benefits in the paper industry's quality control.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/680Investigation of The Chip Formed as a Result of Machining of GGG50 Casting Material by Turning Method2023-05-11T21:41:45+03:00Kübra Kayayazar@as-proceeding.comRüstem Binalirustem.binali@selcuk.edu.trMustafa Kuntoğluyazar@as-proceeding.com<p>– In this study, the relationship between the chips formed during the machining of GGG50 material by turning method in different parameters was investigated. GGG50 material is spheroidal graphite cast iron, which can melt at low temperatures and has high wear resistance. Silicon, which is present at the rate of 2-4% in cast iron, causes the carbon to be found in the form of graphite leaflets, which facilitates the machinability of the material. Chips reflect the machining properties of the material in the manufacturing industry and are also responsible for removing heat from the cutting zone. It also plays an important role in measuring the machining capabilities and strengths of cutting tools. In the experiments, three main factors affecting the state of the chips in the turning process were discussed. These are cutting speed, depth of cut and feed rate. As a result of the study, the most important parameter affecting the chips in the turning of the GGG50 material in terms of thickness was determined as the cutting speed. The results of these experiments are expected to guide future studies in the manufacturing sector.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/681Detection of acute lymphocytic leukemia (ALL) with a pre-trained deep learning model 2023-05-11T21:45:03+03:00Şengül DOĞANsdogan@firat.edu.trBurak TAŞCIyazar@as-proceeding.comTürker TUNCERyazar@as-proceeding.com<p>Acute Lymphocytic Leukemia (ALL) is a type of cancer caused by immature lymphocytes in the bone marrow. Acute Leukemia is common in both children and adults. It can also cause death if left untreated. Hematologists diagnose ALL by examining the blood and bone marrow. This method used is slow and takes more time. In this study, the diagnosis and classification of the disease was carried out using peripheral smear images with the proposed method. In the proposed method, 99.80% accuracy was obtained by using the DarkNet19 pre-trained model. Then, 1000 features were obtained from Darknet19. 521 of the obtained features were selected with Mrmr feature selection algorithm. The selected features are classified with support vector machines. An accuracy of 99.94% was achieved with the proposed method. The results show that the proposed method can be used as a tool that will certainly assist pathologists in diagnosing ALL and its subtypes.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/682Karbon Fiber Filament Kullanılan Eklemeli İmalat İşleminde Yüzey Pürüzlülüğü Optimizasyonu2023-05-11T21:50:57+03:00Ömer SEÇGİNomersecgin@subu.edu.trHüseyin KAHRAMANyazar@as-proceeding.comİdris CESURyazar@as-proceeding.com<p>Günümüzde, 3D yazıcı teknolojisi, endüstriyel üretimden kişisel kullanıma kadar birçok alanda kullanılmaktadır. Bu teknolojinin kullanımı hızla artmaktadır ve bu durum, farklı malzemelerin kullanımıyla birlikte, yazdırma parametrelerinin belirlenmesi ve optimize edilmesi gerekliliğini de beraberinde getirmiştir. Bu çalışmada, eklemeli imalatta (3D yazıcıda) karbon filament kullanımı ile ilgili olarak, yazdırma parametrelerinin yüzey pürüzlülüğüne etkileri araştırılmıştır. Yapılan Sinyal/Gürültü analizine göre Nozul sıcaklığı için optimum seviye 240°’dir; Katman kalınlığı için optimum seviye 0,1 mm’dir; Dolgu oranı için ise optimum seviye %20’dir.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/683Araba Radyatöründeki Nanoakışkanların Isı Transfer Performansı2023-05-11T21:54:22+03:00Edip Taşkesenedip.taskesen@sirnak.edu.trHakan Dumrulyazar@as-proceeding.comSerdal Damarseçkinyazar@as-proceeding.comHüseyin Gürbüzyazar@as-proceeding.comElif Nur Bilenyazar@as-proceeding.com<p>- Nanoakışkanların üstün termofiziksel, reolojik ve tribolojik özelliklerinden dolayı, otomobillerde ısı transferi ve yağlama gibi uygulamalarda kullanılabilirler. Otomobillerde nanoakışkanların, radyatör soğutucu, motor yağlayıcı, klima sistem yağlayıcı, motor yakıtı, fren sıvısı ve şok absorblayıcı gibi olası uygulamaları bulunmaktadır. Bu çalışmada, araba radyatöründe soğutucu akışkan olarak nanoakışkanların kullanılması ile ısı transfer hızındaki değişim incelenmiştir. Nanoakışkanların radyatörlerdeki ısı transferi üzerindeki etkisi, birkaç faktöre bağlıdır. Bunlar arasında nanoakışkanın konsantrasyonu, boyutu, şekli ve akışkanın viskozitesi gibi faktörler yer almaktadır. Ayrıca, nanoakışkanların radyatörün içinde nasıl dağıldığı da önemlidir. Nanoakışkanların homojen bir şekilde dağılması, daha iyi bir ısı transferi sağlamaktadır. Sonuç olarak, araba radyatörlerinde kullanılan nanoakışkanlar, daha iyi ısı transferi sağlayarak aracın motorunun daha verimli çalışmasına ve daha uzun ömürlü olmasına yardımcı olduğu görülmüştür.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/684Çocuklarda Anemi Hastalığının Teşhisinde Topluluk Öğrenme Yöntemlerinin Kullanılması2023-05-11T22:00:24+03:00Emin Farzaliyevferzeliyevemin99@gmail.comQusay Saihoodyazar@as-proceeding.comEmrullah Sonuçyazar@as-proceeding.com<p>Okul öncesi çocukların en yaygın hastalığı, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, anemi olarak bilinmektedir. Anemi genellikle kötü beslenme ile ilişkili olup, demografik ve sosyal faktörlerle de yakından ilişkilidir. Önceki çalışmalarda, çocuklardaki anemi hastalığını tahmin etmek ve ilişkili faktörleri belirlemek için istatistiksel yöntemler kullanılmıştır. Ancak, bu yöntemlerin yetersiz olduğu sonucuna varılmıştır. Bu çalışmada, çocuklarda anemi hastalığını tahmin etmek için topluluk öğrenme (ensemble learning) tekniklerinin kullanımı araştırılmıştır. Anemi hastalığını tahmin etmek için Karar Ağacı, Destek Vektör Makineleri, Rastgele Orman, Lojistik Regresyon, En Yakın Komşu gibi çeşitli makine öğrenmesi algoritmaları test edilmiştir. Daha sonra bu sınıflandırıcılar, torbalama (bagging), artırma (boosting), istifleme (stacking) gibi öğrenme teknikleri ile modellenerek daha doğru ve güçlü bir tahmin modelinin oluşturulması amaçlanmıştır. Bu çalışmada kullanılan veri seti, Irak'ın Haditha Genel Hastanesi ve kliniklerinden toplanan 600 örneği içermektedir. Bu örneklerden 429'u anemi hastası iken, 171'i anemi hastası değildir. İlgili veri setinde her bir örneğe ait 31 özellik bulunmaktadır. Veri seti üzerinde farklı topluluk tekniklerinin performansları değerlendirilmiştir. Sonuçlara göre topluluk öğrenme teknikleri bireysel sınıflandırıcılara göre daha az doğrulukla tahminde bulunmuştur. Ayrıca, topluluk öğrenme teknikleri arasında artırma yönteminin en yüksek doğruluğa (%91) eriştiği görülmüştür. Çalışma, topluluk öğrenme tekniklerinin çocuklarda anemi hastalığını tahmin etmek için farklı bir yöntem olabileceğini göstermektedir. Ancak, gelecekteki araştırmalarda veri önişleme, özellik seçimi gibi yöntemlerin kullanılmasının topluluk öğrenme modellerinin performansını artırmada etkili olabileceği öngörülmektedir.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/685Effect of potassium fluoride on the structure and corrosion properties of anodic coatings on Ti6Al4V alloy2023-05-11T22:05:30+03:00M. T. Acar taha.acar@erzincan.edu.tr<p>In this study, KF film was obtained by anodization method on Ti6Al4V material, which is preferred to be used in many areas such as the defense industry, biomedical field and aviation sector. The aim of this study is to compare the corrosion resistance of untreated Ti6Al4V, TiO2 coated Ti6Al4V and KF (potassium fluoride) coated Ti6Al4V samples. XRD and SEM were used for the structural characterization of the samples. Corrosion experiments were performed in simulated body fluid (SBF). According to the results, the highest corrosion resistance was obtained in the new morphological structure obtained by KF coating of the volcano-type structures.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/686An efficient energy prediction model for solar energy power system using Artificial Intelligence technique2023-05-11T22:07:47+03:00Muhammad Imran Munawar 01-244201-015@student.bahria.edu.pkImtiaz Alamyazar@as-proceeding.comMuhammad Sharjeel Aliyazar@as-proceeding.com<p>Prediction of Solar power generation plays an important role to improve the efficiency of economic dispatch function and reduce the dependence on fossil fuels and help in the energy management system. For time series solar energy prediction multiple models were introduced but these model trains are based on yearly historical data. A big data collection containing many missing values makes these model training more complicated that’s why In this paper, an efficient energy prediction model is proposed for the prediction of time series solar energy based on short predicted weather training data. Two complimentary models are based on linear regression and a knowledge based neural network is exploited to predict future solar power, with offline training. The LR is structured under the direction of the proposed input method parameter selection and used when training data is enough. KBNN is used for existing advantages predictive models are also very important when training data is not enough. According to test findings using real data sets. An LR model can deal effectively with linear data, but a KBNN model can cope effectively with nonlinear behavior. Additionally, the results demonstrate the effectiveness of LR showing a correlation coefficient (R2) is 98% with a root mean square error of 45 and KBNN shows a correlation coefficient (R2) is 99% with a root mean square error of 44 in providing a reliable version, The results additionally show the functionality of LR and KBNN in imparting a dependable version, especially when the short training dataset is available. </p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/687Toprak-Tarım Etkileşiminde, Ekolojik Verimlilik Etkeni: Vermicompost2023-05-11T22:11:42+03:00Aysel Kekillioğluakekillioglu@nevsehir.edu.tr<p>Toprak, “ yer yüzeyini ince bir tabaka halinde kaplayan, kayaların ve organik maddelerin türlü ayrışma ürünlerinin karışımından meydana gelen, içerisinde ve üzerinde geniş bir canlılar alemi barındıran, bitkilere durak yeri ve besin kaynağı olan, belli oranlarda su ve hava içeren üç boyutlu bir varlıktır”. Toprak, hava ve su ile birlikte üç ana doğal kaynaktan biridir. Karasal ekosistemin en önemli taşıyıcı elemanlarından biridir ve canlılar için hayati bir öneme sahiptir. Varlık olarak insanın temel yaşamsal kaynaklarının başlıca üretim faaliyeti ise tarımdır. Tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilirliği; ekonomik ve ekolojik etkenlerinin birlikte değerlendirilip ilişkilendirilmesiyle mümkün olabilmektedir. Az alandan çok verim elde etmek amacıyla toprakların, bilinçsiz ve yoğun bir şekilde kullanılması toprağın yapısında bozulmalara neden olmaktadır. Toprakta ekolojik verimliliği sürekli kılabilmek için; topraktan ya da yetişme ortamından eksilen besleyici öğelerin toprağa ya da yetişme ortamına mutlaka geri verilmesi gereklidir. Bu bakımdan “Vermikompost”, gerek bitkiler için gerekli olan besinleri ve yararlı mikroorganizmaları karşılaması gerekse doğa – tarım- toprakla dost bir yapıya sahip olması itibariyle, tarfımızdan - alternatif ekolojik tarımsal verimlilik ajanı- olarak ifade edilmektedir. Bu bağlamda çalışmamızın temel amaç ve içeriğini; toprak- tarım etkileşiminde, ekolojik verimlilik etkeni olarak; “vermikompostun“ değerlendirilmesi oluşturmaktadır.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/688İklim Değişikliği ve Hymenoptera (Insecta) Taksonlarına Etkileri Üzerine İnceleme2023-05-11T22:13:40+03:00Aysel Kekillioğluakekillioglu@nevsehir.edu.trÖmer Eren Bostanyazar@as-proceeding.com<p>İklim değişikliği tüm dünyanın en önemli ekolojik sorunlarının başında gelmektedir. Küresel ısınmanın başta etken olduğu iklim değişimine bağlı olarak ekosistemlerin büyük bölümünde bozulmalar ve biyolojik türlerde değişmeler gözlenmektedir. Böcekler yeryüzünde bulunan canlı türlerinin büyük bir çoğunluğunu oluşturması nedeniyle küresel iklim değişikliklerinden en fazla etkilenmesi beklenen canlı gruplarının başında gelmektedir. İklim değişimlerinden dolayı Atmosferden yeryüzüne yansıyan ve Biyosferin genelini etkilemesi öngörülen, sıcaklık artışının hayvan ve bitkilerin yaşam ortamlarında doğrudan ve dolaylı biçimde ve ağırlıklı olarak olumsuz değişiklikler yaratacağı varsayılmaktadır. Doğal olarak bu durumdan en fazla etkilenecek organizmalar; gerek ekolojik yaşam ortamları gerekse biyolojik aktivite ve davranışları tehdit altında olan canlılar olarak hassas böcekler arasında yer alan Hymenoptera taksonu olacaktır. Bu nedenle, çalışmamız kapsamında; Hymenoptera takımı içerisinde yer alan taksonların iklim değişiminden etkilenme süreçleri mevcut durum ve gelecekteki riskler ve öngörüler bağlamında analiz edilmesi amaçlanmaktadır.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/6891.8-sineol (ökaliptol)’ün kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) belirteçleri üzerindeki önemi2023-05-11T22:21:35+03:00Hatice Feyza Akbuluthatfakbulut@hotmail.com<p>– 1,8-sineol (ökaliptol), doğada bolca bulunan kafur benzeri bir kokuya sahip renksiz siklik bir monoterpen oksittir. 1.8-sineol, Eucalyptus globulus yapraklarının uçucu yağının ana bileşeni olup, farklı alt türlere göre uçucu yağın yaklaşık %61.0-79.3 kısmını oluşturmaktadır. Ökaliptol gibi monoterpenler, güçlü balgam söktürücü özelliklerinden dolayı KOAH gibi obstrüktif solunum yolu hastalıklarının tedavisinde yıllardan beri yaygın olarak kullanılmaktadır. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) karmaşık ve heterojen bir hastalıktır. KOAH hastalığının teşhisinde ve tedavisinde birçok belirteçler yaygın olarak kullanılmakta ve araştırmalara konu olmaktadır. Bu KOAH biyobelirteçler çok çeşitli molekülleri kapsamaktadır ve kan gazı değerleri (pH, pCO2, pO2); C-reaktif protein (CRP), eritrosit sedimantasyon hızı (ESR) ve fibrinojen gibi akut faz reaktanları; interlökin (IL)-6, IL-8 ve TNF-α gibi sitokinler; beyin natriüretik peptit (BNP) gibi kardiyak orijinli moleküller; matris metalloproteinaz (MMP)-9 gibi kollajen oluşumunda yer alan moleküller; adiponektin gibi yağ asidi işlemede yer alan moleküller ve sitotoksik T, B ve NK hücreleri gibi lenfositler, çalışılan KOAH belirteçleri arasında yer almaktadır. Birçok araştırmacı 1.8-sineol (ökaliptol)’un çoğu KOAH belirteçleri üzerinde olumlu etkiler gösterdiğini rapor etmişlerdir. Yapılan araştırmalara göre 1.8-sineol’ün KOAH belirteçleri üzerine pozitif yöndeki etkisinden dolayı oksidatif strese bağlı KOAH gibi hastalıkların tedavisinde kullanılabilirliğini göstermekte olup konu üzerine daha fazla araştırma yapılmasının hastalığın tedavisine olumlu yönde katkı sağlayacağı kaçınılmazdır.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/690CONDITION ASSESSMENT OF BUILDING CONCRETE STRUCTURES USING NDTs – CASE STUDY2023-05-11T22:24:13+03:00Bengin A Herkibengin.masih@soran.edu.iqJamal Khatib yazar@as-proceeding.comZina Ramadhanyazar@as-proceeding.comBanaz Hamadameenyazar@as-proceeding.com<p>The quality of concrete and serviceability for three old buildings utilizing non-destructive testing (NDT) method of rebound hammer (RH) and ultrasonic pulse velocity (UPV) was assessed in the present study. Identification, classification and evaluation of in-situ concrete have helped us to decide whether these three buildings need to be repaired and in result extent their service life or it is not acceptable for its intended usage and they need to be demolished. To evaluate the level of deterioration in historical and fire-damaged buildings or infrastructures, non-destructive testing (NDT) methods can be used. In fact, NDT method employs inspection techniques to evaluate engineering properties to see if it is acceptable for its intended usage that does not need specimens to be crushed like the destructive testing method. The NDT method of rebound hammer (RH) and ultrasonic pulse velocity (UPV) in combination with conventional methods such as internal and external visual inspection and concrete color change to locate deterioration was used to evaluate the quality of concrete structures for three old buildings. According to the results obtained the RH and UPV can be used as reliable tools to predict the mechanical properties of concrete structures subjected to fire and/or weathering deterioration. In addition, combining the two NDTs decreased inaccuracies caused by utilizing one method alone to evaluate concrete quality.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/691Innovative 3D Heterogeneous Chip Manufacturing Approach to the Problem of Approaching Physical Limits with Traditional Chip Manufacturing Technologies2023-05-11T22:28:35+03:00Muhammed Conger1030210058@erciyes.edu.trİbrahim Develiyazar@as-proceeding.com<p>The 3D heterogeneous chip manufacturing approach is an innovative technological approach that has significant future potential. This innovative manufacturing process enables different semiconductor materials to be used in a single chip. It also offers higher performance and more functionality than traditional chips. 3D heterogeneous chip fabrication is accomplished by combining different semiconductor materials. These materials may include semiconductors with different electronic properties. While all components are made of the same semiconductor material in traditional chip manufacturing processes, a more complex and advanced structure is obtained by using different materials together in 3D heterogeneous chip production. 3D heterogeneous chip production brings many advantages thanks to the combination of different materials. Another advantage is to increase energy efficiency with 3D heterogeneous chip production. Using different materials together and in a single chip makes it possible to manage energy more efficiently. Another advantage is that the more complex and dense logic circuits of 3D heterogeneous chip fabrication can be located on the same unit square and on top of each other. In this context, this study presents the technical details and potential risks of the proposed solution method, along with end-to-end chip production, for the resolution of the mentioned problem.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/692Electrical and mechanical behaviors of conductor asphalt concrete by the addition of steel fibers2023-05-12T20:21:21+03:00M. Messaoudmeymounam@yahoo.comB. Glaouiyazar@as-proceeding.comO. Abdelkhalekyazar@as-proceeding.com<p>Conductive asphalt has the potential to satisfy different multifunctional applications. The behavior and the electrical and mechanical properties of this asphalt concrete have been modified using conductive additives, which can improve the durability of the asphalt mix and the service life of the pavement system. Among these additives are steel fibers. The results obtained indicate that the direct tensile strength of bituminous mix, the resistance to cracking, the energy, and the ductility modulus are increased with an increase in the percentage of steel fibers. Electrical resistivity decreased with the addition of steel fibers. So it is concluded that tensile strength increases reversibly with increasing electrical resistivity.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/693IoT Technology in Smart Agriculture 2023-05-12T20:25:35+03:00Pınar Cihanpkaya@nku.edu.tr<p>– In recent years, IoT technology has been increasingly used in the agriculture sector, making it smarter with its usage. This study examines the application areas of IoT technology in the agriculture sector, the advantages it provides, and the necessary equipment for these applications. IoT technology provides advantages in improving efficiency, reducing production costs, increasing product quality, ensuring sustainability, and facilitating resource management in the agriculture sector. There are various applications in agriculture, such as smart greenhouse systems, soil moisture and temperature sensors, automation of farming machinery, animal tracking and health monitoring, plant disease and pest monitoring, grain storage monitoring, data analysis, and artificial intelligence. The necessary equipment for IoT applications includes sensors, actuators, wireless networks, data storage and processing devices, cameras and imaging systems, and GPS devices, allowing farmers to collect real-time data on weather conditions, soil moisture levels, plant diseases, and pests in their fields. This study explains the advantages and application areas of IoT technologies in the agriculture sector, demonstrating to researchers and farmers how to use them to increase efficiency and ensure sustainability in the agriculture sector. Additionally, the study identifies the necessary resources for the implementation of these technologies, including the required equipment for IoT applications. Therefore, this study can be beneficial in the decision-making process of researches and industry leaders who follow innovative applications and technologies in the agriculture sector.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/694A Review on the Ignition Characteristics of Dimethyl Ether in Diesel Engines2023-05-12T20:27:33+03:00Yiğit Serkan Şahinyigitserkansahin@gumushane.edu.tr<p>This review study was gathered from the results of various papers performed on the use of dimethyl ether as a fuel or fuel additive in diesel engines. Several methods are applied for the reduction of the polluting emissions emitted from diesel engines. The first method for the reducing of hazardous emissions is improved the combustion by the modification of engine design and fuel injection system, but this is expensive and time consuming process. The second method is the using of various exhaust gas devices i.e. catalytic converters and diesel particulate filters. However, it is determined that the use of these devices affects diesel engine performance conversely. The last method to reduce the polluting emissions and also improve the diesel engine performance is the using of renewable alternative fuels or various fuel additives. Among the various alternative fuels, dimethyl ether (DME) is the pioneer by reason of its attractive fuel properties such as high cetane number and oxygen content. On the other hand, the physical and chemical properties of the used fuel play the important role on the injection, ignition and combustion characteristics of internal combustion engines (ICEs). Moreover, outputs of ICEs i.e. performance, fuel consumption and emissions are affected extensively from the ignition, injection and combustion characteristics. Therefore, it is essential that the results of studies performed on dimethyl ether are evaluated together to support future researches and practice applications. Especially, this review study investigates the effects of using DME on the ignition characteristics.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/695Characteristics of the spatial distribution of pollutants in the Shkumbin River, using the Inverse Distance Weighting Method2023-05-12T20:31:28+03:00Elvin Çomoelvincomo1@gmail.comAlbana Hasimiyazar@as-proceeding.comEdlira Takoyazar@as-proceeding.comBledar Murtajyazar@as-proceeding.comAurel Nuroyazar@as-proceeding.com<p>The Shkumbin River is one of the largest in the country, with a length of 181 km, a catchment area of 2444 km2, and an average height of its sources of 753 m. For the specificity of the Shkumbin River and the importance of the use of its waters, it is necessary to continuously study the level of water quality and the level of pollution, especially in its lower reaches, where agricultural and urban activities are concentrated and industrial. The study was carried out in the period 2021–2022, in the Shkumbin River watershed, and eight stations were selected as representative points of the main stream of the Shkumbin River. In the context of industrial and urban development, the preservation of the natural environment takes on special importance. The solution to this problem requires the hydrochemical study of water sources, which is necessary for the control of their condition, and the study of compounds and polluting phenomena. In order to study the distribution of organic pollutants and heavy metals and obtain pollutant distribution pictures using the ArcGIS system, the Inverse Distance Weighting Method was used.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/696Propolis and its therapeutic potential on wound healing2023-05-12T20:38:35+03:00Esra Nur Yeşilkenteyesilkent@gmail.comHamid Ceylanyazar@as-proceeding.com<p>Propolis is a resinous mixture collected by honey bees from tree buds or other plant sources. Propolis compounds have been the focus of many studies due to their anti-microbial, anti-cancer, and antiinflammatory effects. In addition, propolis is also recognized to have regenerative properties. It has been found to regulate a number of cellular and molecular processes such as wound repair and regeneration, hemostasis, inflammation, cell proliferation, and tissue remodeling. Many in vivo studies on wound models show that propolis has beneficial roles in wound healing. These beneficial roles have also been confirmed by clinical research studies. However, more research is needed on the dose, side effects, and clinical efficacy of propolis on wounds. In conclusion, research with different experimental models is promising as a potential therapeutic strategy in wound healing.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/697Boost Konvertörün Black-Box Sistem Tanımlama Yöntemi ile Transfer Fonksiyonunun Elde Edilmesi ve Parçacık Sürü Algoritması Tabanlı PI Kontrolör Tasarımı 2023-05-12T20:42:12+03:00Şehmus FİDANsehmus.fidan@gmail.comEmre ERKANyazar@as-proceeding.com<p>Girişine uygulanan DC gerilimi daha yüksek bir DC gerilime dönüştüren boost konvertörler uzun yıllardır endüstride yaygın olarak kullanılmaktadır. Konvertörler tasarlanırken öncelikle Matlab/Simulink gibi programlarda simüle edilir daha sonra tasarım aşamasına geçilir. Simülasyon modelini oluştururken boost konvertörü transfer fonksiyonu olarak basitçe göstermek mümkünken Simulink ortamında modelleme yapmak daha kompleks elemanlar kullanıldığı için daha karmaşık hale gelmektedir. Bu durumda birçok araştırmacı PI kontrolör tasarlarken deneme yanılma sürecine girmektedir. Belirtilen zorluğu gidermek için sistem tanımlama yöntemleri oldukça pratik ve etkili çözümler sunmaktadır. Sistem tanımlamada çeşitli yöntemler bulunmakla birlikte black-box tabanlı yapılar oldukça etkilidir. Black-box tabanlı sistem tanımlama temelde bir sistemin giriş/çıkış değerlerinin ölçüldüğü ve sistemi temsil eden bir modelin önerildiği matematiksel yöntemdir. Bu yöntem sayesinde bir sistemin davranışını temsil eden transfer fonksiyonu, durum uzay denklemi gibi modeller önermek mümkündür. Bu çalışmada black-box tabanlı sistem tanımlama yöntemi yüksek kazançlı boost konvertörün modelini elde etmek için kullanılmıştır. Transfer fonksiyonu elde edildikten parçacık sürü optimizasyon tabanlı PI kontrolör tasarlamak için kullanılmıştır. Simulink modeli üzerinden veriler toplandığı için oluşturulan transfer fonksiyonu sistemi temsil etmede basit ve etkili olmuştur. Önerilen model için geri beslemeli kontrol sistemi ve devre eşitliği modelleri karşılaştırılmış ve oldukça benzer cevaplara sahip oldukları görülmüştür. Bu noktada önerilen black-box sistem tanımlama yöntemi doğru bir deney düzeneği ile oldukça pratik bir şekilde sistem modellenmesine olanak sağlamış ve kontrolör tasarım sürecini kolaylaştırmıştır.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/698Evaluation of ACF, CCF, RAC, RCC and MF Properties of Different Spreading Sequences Used in DS-CDMA Systems2023-05-12T20:44:55+03:00Boukerma Sabrinayazar@as-proceeding.comBelmessaoud Djaouidadjaouida.belmessaoud@univ-setif.dz<p>This paper investigates the different sequences that can be used in direct sequence division multiple access (DS- CDMA) systems. The auto-correlation, cross correlation, the mean square correlation measurements ( RAC, RcC ) and merit factor (MF) are used for evaluating the performance of different spreading sequences. The results obtained small set of Kasami sequences is the most effective of binary sequences families in terms of correlation measure, but this set suffers from the limited number of sequences. Overall among orthogonal category, Orthogonal Gold sequences and Golay complementary sequences are a better candidate in synchronous CDMA applications.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/699Effects of Natural Polyphenols Against Skin Aging2023-05-12T20:50:19+03:00Medine Sibel KARAĞAÇkaragacsibel@gmail.comHamid CEYLANyazar@as-proceeding.com<p>Aging is a natural process in humans that causes changes in the immune response, increased frailty and malignancy, and reduced skin elasticity. The ever-increasing global average age significantly affects the economic structure of countries by increasing expenditures on health and other social activities to ensure individual welfare. Therefore, it is important to determine the mechanisms of action of environmental factors that cause health problems that have negative effects on quality of life at the molecular level in order to determine effective treatment and prevention strategies. Interest in the use of natural products in the battle against age-related neurological and dermatological asthma has recently increased. Polyphenols are natural products that show many beneficial biological activities when taken into the body in appropriate amounts. Regular intake of polyphenols from food and beverages shows antioxidant, anticarcinogenic, antimutagenic, antitumor, antiobesogenic, antimicrobial, neuroprotective, and cardioprotective effects. At the same time, polyphenols have a high potential for the prevention of agerelated dermatological problems, and therefore further studies on dietary polyphenols are important to better understand these protective effects.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/700Frequently Used Additives in the Food Industry and Their Toxicological Effects on Human Health2023-05-12T20:53:04+03:00Neslihan ÖZTÜRKnslhnsanli@gmail.comHamid CEYLANyazar@as-proceeding.com<p>Food additives are chemicals added to foods to keep foods fresh, improve their flavor and texture, and extend shelf life by preventing the growth of microorganisms. Many additives used for these purposes are considered safe by international organizations and are carefully regulated. It is thought that the intensive use of food additives, which contributes to the rapid growth of today's food industry, brings with its undesirable health consequences that directly affect public health. Recent clinical findings and animal experiments have shown that additives such as artificial sweeteners, food dyes, sodium nitrite, and monosodium glutamate can cause health problems such as heart problems, diabetes, obesity, and insulin resistance. Therefore, it is necessary to monitor both the use and risk assessments of food additives. This review, it is aimed to evaluate the harmful effects and toxic potentials of some commonly used food additives on human health.</p>2023-05-12T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 https://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/711Smart Interior Designing Application Using VR2023-05-18T16:37:52+03:00Aneeta Siddiquisiddiqui.aneeta@gmail.comRizwan Alam Siddiquisiddiqui.aneeta@gmail.comShaheena Noorsiddiqui.aneeta@gmail.comMuhammad Imran Saleemsiddiqui.aneeta@gmail.com<p>This research project aims to design and develop a 3D interior designing application to provide a virtual experience to users in which they can visualize a standard home (sample space) and do interior designing. Users can interact with four main interior design modules i.e., Furniture, Tiles, Paints and Customization (Mix and Match). Users will be able to experience it on two different platforms, which are the desktop and the VR version. Its primary purpose is to display interior design products with complete context, unlike stores where small samples are displayed. This will help customers to make a better buying decision when it comes to design and decorate their homes.</p>2023-05-18T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 International Conference on Recent Academic Studieshttps://as-proceeding.com/index.php/icras/article/view/712A Systematic Review of Blockchain-based Identity Management Solutions2023-05-18T16:45:00+03:00Huda Seyamadibhabbal@karabuk.edu.trAdib Habbal adibhabbal@karabuk.edu.tr<p>The involvement of digital identity in almost all online services contributes to the growing reliance on Identity Management Systems (IDMS) that establish, verify, and manage digital identities. However, digital identities are still kept in central repositories. Which are controlled by a single authority that may have many vulnerabilities due to low security, leading attackers to exploit these vulnerabilities and causing various security breaches such as identity theft or disclosure of sensitive information. Additionally, powerful entities who have access to these repositories, could gather and abuse users' information without their knowledge or consent. The concept of Self-sovereign Identity (SSI) allows users to exert ownership of their identity and gain insight into how their data is being used. The development of Blockchain technology has made a breakthrough in achieving SSI by giving individuals the ability to be the final arbiter of who can access and use their own identity. This paper overviews the traditional identity management (IdM) models and presents the next generation of distributed IDMS using Blockchain technology that targets user-centricity and eliminates the identity provider as a trusted third party. Furthermore, It gives an analysis of the recent Blockchain-based IdM solutions, discussing their architecture, components, and features. It also, reveals their weaknesses to identify the gaps between these solutions for future secure IDMS. </p>2023-05-18T00:00:00+03:00Copyright (c) 2023 International Conference on Recent Academic Studies