https://as-proceeding.com/index.php/ictar/issue/feed International Conference on Trends in Advanced Research 2024-01-03T01:42:43+03:00 ICTAR infoictar@gmail.com Open Journal Systems <div id="focusAndScope"> <p class="font_8">ICTAR conference is designed to bring together leading international and interdisciplinary research communities, developers, and users of advanced technologies and to discuss theoretical and practical issues in all the field of technologies.</p> </div> <div id="openAccessPolicy"> </div> <div id="history"> <p class="font_8">The contributions will be evaluated by the Scientific Committee. The papers approved by the scientific committee will be presented. All full papers in the conference that match with the topics can be published in the concept of <em>All Sciences Proceedings</em> as conference proceeding.</p> </div> https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/132 Purified natural coagulant protein from green bean and pigeon pea seed for turbidity removal 2023-03-03T02:25:07+03:00 Amina Adedoja OWODUNNI hsuzy@usm.my Suzylawati ISMAIL chsuzy@usm.my <p>This work studies the effect of extraction, and purification treatment of pigeon peas (PiP) and green bean (GB) seeds as a natural coagulant for turbidity removal from wastewater. NaCl was used to extract the active coagulation agents from the seed samples and was further purified with the protein isoelectric precipitation method to obtain a purified coagulant. The turbidity removal efficiency of the coagulants was evaluated, and the purified protein coagulants were characterised using the FTIR analysis. The purified protein coagulants resulted in higher turbidity removal of 97.17% and 97.03% for PiP and GB, respectively. The FTIR analysis of the seed powder samples supported the findings. It is concluded that purified protein coagulant from green beans and pigeon peas effectively removed suspended solids from water while maintaining the organic matter (COD) level in the treated water.&nbsp;</p> 2023-03-03T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/174 Değişken Stokiyometrinin PEMFC Performansı Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi 2023-03-13T16:27:35+03:00 Hüseyin Kahraman huseyink@subu.edu.tr <p>Operasyon parametreleri, bir proton değişim membranlı yakıt hücresinin (PEMFC) genel performansı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Bu makale, akım yoğunluğu üzerinde önemli bir etkiye sahip olan akış hızı ve stokiyometriyi deneysel ve sayısal olarak incelemeyi amaçlamaktadır. Bu parametre, işletme sırasında eş zamanlı ve dinamik olarak ayarlanmaktadır. Serpantin akış kanallı 50 cm2 aktif alanlı tek hücreli bir PEMFC incelenmiştir. Deneysel ölçümleri doğrulamak için, MATLAB paket programı kullanılarak matematiksel bir model oluşturulmuş ve sonuçlar karşılaştırılmıştır. Hem deneysel hem de matematiksel model sonuçlarına göre, hücre dayanıklılığı ve performansı için hücre tarafından üretilen akım değerine göre işletme parametrelerinin anında ayarlanması olumlu bir etkiye sahiptir.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/175 The impact of Activation processes on Paracetamol Removal by Sesbania Activation Carbon 2023-03-13T16:33:45+03:00 Basem Mohammed Al-howri yazar@as-proceeding.com Muna Awadh Alrebaki yazar@as-proceeding.com Ahmed Mubarak Alsobaai yazar@as-proceeding.com Ahmed Mubarak Alsobaai yazar@as-proceeding.com Noorashrina A. Hamid yazar@as-proceeding.com Suzylawati Ismail chsuzy@usm.my <p>The adsorption of paracetamol from water utilising a few different activation processes for sesbania-derived activated carbon was examined in the current work. The adsorbent was prepared by cutting, washing, and drying at 90 °C, then crushing and purification with acetone and activated with phosphoric acid and aluminum chloride. The carbonization of those sesbania occurs at a high temperature of 450 °C with N2 gas acting inert until the temperature reaches 65 °C. Each process's effects were then examined using different methodologies after the activation phase. For the paracetamol adsorption investigation, the technique with the highest efficiency and most cost-effective processing will be chosen. Using the thermal activation method at 90 °C for 24 hours, the highest elimination percentage of paracetamol was approximately 89.3 %, with an equilibrium period of around 30 min. Under defined parameters, the adsorption performance was compared in terms of maximum removal percentage and equilibrium time. The raw material used to prepare activated carbon, the activated carbon prepared by sesbania, and the used adsorbent after adsorb paracetamol were analyzed by SEM and EDX analysis in order to identify eventual structural and adsorptive characteristics. The findings showed that prepared sesbania-activated carbon could be used as a low-priced adsorbent to remove paracetamol from water.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/176 Depremin Küçük Çocuklar Üzerindeki Etkileri ve Müdahale Programları 2023-03-13T16:42:16+03:00 Fatih Aydoğdu faydogdu@erzincan.edu.tr Aminata FOFANA yazar@as-proceeding.com <p>– Son yıllarda dünya üzerindeki birçok bölge de büyük depremler meydana geldiği gibi Türkiye’de de çok yakın bir zamanda depremler meydana gelmiştir. Bu depremler 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş ilinin Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde dokuz saat arayla yaşanmış, bölgedeki 11 ili etkilemiş, büyük yıkımlara ve ölümlere yol açmıştır. Depremlerin etkisi artıcı sarsıntılarla hala devam etmekte olup yıkıma, yaralanmalara ve ölümlere sebebiyet vermektedir. Deprem felaketleri başta depremi yaşayanlar olmak üzere tüm insanlık üzerinde derin etkiler bırakmıştır. Şüphesiz birçok olumsuz yaşantıda olduğu gibi deprem felaketinden en çok etkilenen gruplardan biri de çocuklardır. Son zamanlarda yaşanan deprem felaketleri çocuklar üzerinde depremin etkilerinin incelenmesini yeniden gündeme getirmiştir. Bu çalışma kapsamında literatür incelenerek depremin küçük çocuklar üzerindeki etkisi ve deprem yaşayan çocuklara yönelik müdahale programları incelenerek tartışılmıştır. Araştırma sonucunda depremin küçük çocukların başta vücut sağlıklarında, beslenmelerinde, eğitimlerinde, sosyal yaşantılarında, psikolojilerinde olmak üzere birçok gelişim alanlarında etkileri olduğu belirlenmiştir. Ayrıca depremin çocuklar üzerindeki olumsuz etkisini iyileştirmek ve depremle ilgili farkındalıklarını artırmak amacıyla müdahale çalışmalarının yapıldığı saptanmıştır.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/177 Bitlis ve Pötürge masifleri arasındaki metamorfik boşluk ve jeofizik vurgular 2023-03-13T16:46:34+03:00 Mustafa Nuri DOLMAZ nuridolmaz@sdu.edu.tr <p>– Arabistan-Avrasya levhaları arasında kıtasal bir çarpışma bölgesi olan Anadolu levhasının Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) ve Doğu Anadolu Fay Zonu (DAFZ) boyunca batıya kaçışı Ege bölgesinde güneybatı istikametinde olmaktadır. Çalışma alanı Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki jeolojik olarak Bitlis metamorfik masifi ve Pötürge metamorfik masifi olarak adlandırılan bölgeyi ve çevresini kapsamaktadır. Arap ve Avrasya levhalarının yakınlaşma etkileşimi sonucunda bölgede Bitlis-Zagros Kenet Kuşağı (BZKK) kıtasal bindirme olarak gelişmiştir. Bu çalışmada tektonik bakımdan aktif çalışma alanı olarak tanımlanan bu bölgede jeofizik manyetik verilerin analizi ile yorumlanması yapılmıştır. Havadan manyetik anomali haritası incelendiğinde; manyetik veri şiddet aralığının -650 nT ile +500 nT arasında değiştiği görülmektedir. Ayrıca Bingöl ve Elazığ arasında rejyonal büyük bir pozitif manyetik anomali dikkati çekmektedir. Bölgede manyetik anomalilere sebep en önemli etken Elazığ, Bingöl ve Bitlis-Zagros Kenet Kuşağı arasındaki rejyonal bir yapının mevcudiyeti söz konusudur. Bu yapının jeolojik olarak Bitlis ve Pötürge masifleri arasındaki boşluktaki ofiyolitik melanj-peridotit bileşimleri ile ilişkili olabileceği ve Arap-Anadolu bindirme kuşağı içerisinde ve bunun kuzeyinde gerisinde manyetik özelliği yüksek olabilecek bir yığışım yapı olarak değerlendirilmiştir. Kutba indirgeme manyetik verilere uygulanan ilk işlemdir. Sonraki adımda kutba indirgenmiş manyetik anomalilere analitik sinyal yöntemi uygulanarak taban derinliği haritası oluşturulmuştur. Manyetik temelin en derin olduğu yerler Diyarbakır ve Mardin arasında 17 km varan geniş bir alana sahip iken; Bitlis ve Pötürge masifleri arası metamorfik boşluk bölgesinde ve sütur zonunun kuzeyinde orta seviyede lokal derin yapılar gözlenmektedir. Derin yapılar ise Arabistan Levhasının ön kısmındaki Karacadağ yanardağı ve bunun Pliyosenden beri ürettiği volkanik malzemenin varlığı ile ilişkilendirilmiştir.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/178 BAZI HİBRİT AYÇİÇEĞİ ÇEŞİTLERİNİN KONYA KOŞULLARINDA YAĞ VERİMLERİNİN BELİRLENMESİ 2023-03-13T16:49:20+03:00 Kerim ÇETİN yazar@as-proceeding.com Özden ÖZTÜRK ozdenoz@selcuk.edu.tr <p>Bu çalışma, Konya koşullarına uygun yağ verimi yüksek ayçiçeği çeşitlerinin belirlenmesi amacıyla 2016 yılında yürütülmüştür. Araştırmada, 15 yağlık ayçiçeği çeşidi (Sirena, Ekllor, 08 TR 003, Şems, C70165, Tunca, LG 5550, LG 5400, P64LL05, P63MM54, PR64G46, Alhaja, Transol, Sanbro ve Bosfora) materyal olarak kullanılmıştır. Deneme; Altınekin, Çumra ve Obruk lokasyonlarında ‘Tesadüf Blokları Deneme Deseni’ne göre dört tekrarlamalı olarak kurulmuştur. Çalışmada lokasyonlara göre, tohum verimi (kg/da), ham yağ oranı (%) ve ham yağ verimi (kg/da) parametreleri incelenmiştir. Araştırmada incelenen özellikler bakımından çeşitler ve lokasyonlar arasındaki farklılıklar istatistiki anlamda önemli bulunmuştur. Tohum verimi en yüksek Obruk lokasyonunda LG5580 (470.0 kg/da), en düşük Altınekin lokasyonunda Şems (298.0 kg/da); ham yağ oranı en yüksek Çumra lokasyonunda Transol (%47.1), en düşük Altınekin lokasyonunda PR64G46 ve LG5400 (%40.2) ve ham yağ verimi en yüksek Çumra lokasyonunda Transol (216.3 kg/da), en düşük Çumra lokasyonunda 08TR003 (110.3 kg/da) çeşitlerinde belirlenmiştir. Yağ bitkileri yetiştiriciliğinde, birim alandan alınacak yağ verim ve kalitesinin yüksek olması nihai hedeftir. Bu açıdan bakıldığında, araştırmada kullanılan çeşitler arasında, yüksek ham yağ verimi bakımından Altınekin lokasyonunda Transol, Obruk lokasyonunda LG 5580 ve Bosfora, Çumra lokasyonunda Transol ve C70165, üç lokasyon ortalamasına göre ise Transol, Sanbro ve C70165 çeşitlerinin yöre ve benzer koşullar için önerilebileceği kanısına varılmıştır. Bununla birlikte, üç lokasyonda tek yıl olarak yürütülen bu araştırmada yıllar arasında iklim koşullarından kaynaklanacak verim farklılıklarının daha net anlaşılabilmesi ve dolayısıyla sonuçların daha güvenilir olabilmesi için, çalışmanın tekrarlanması gerekli olacaktır.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/179 Seeking the Possibilities of the Metaverse Platforms for the Architects and Designers 2023-03-13T16:54:23+03:00 Ekrem Bahadır Çalışkan ebcaliskan@aybu.edu.tr <p>Virtual worlds and experiences have come in front in the last decades with 3D visualization and programming development. Various companies and startups have projects and release to be part of this transformation, metaverse. Several possibilities exist for developing and using virtual worlds, such as designing digital assets, device production, trade, coding, space creation, documentation, establishing principles, security, advertisement, and real estate. Professionals from diverse occupations are asked to be part of the developer team due to their skills and abilities. Since the metaverse platforms have originated and developed in computer-processable mediums, coders and programmers have taken the lead. Virtual spaces and buildings are an important part of the creation of virtual worlds of which building design activities need to be part. This research is a premise study for seeking possibilities of activities and works that architects or 3D space and building designer handle. In order to explore the components of the metaverse world, an extensive web survey was done among released platforms. They were evaluated in four dimensions: real estate, space creation and modification capability, and event activities. Brief literature is also conducted about metaverse and contemporary situations.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/180 On analysis of current-voltage characteristics in an inhomogeneous Al/4H-SiC junction structure 2023-03-13T16:57:18+03:00 Murat GÜLNAHAR mgulnahar@erzincan.edu.tr Fulya Esra Cimilli ÇATIR yazar@as-proceeding.com <p>– In this paper, the current-voltage (I-V) measurements of an Al/4H-SiC Schottky device are characterized as a function of the temperature in 60-300 K temperature range. The series resistance values are calculated to be 12.5 Ω at 300 K from Cheung functions. The experimental parameters such as the ideality factor and apparent barrier height show resolute temperature dependent. These inhomogeneous characteristics observed for Al/4H-SiC are related to Schottky barrier anomalities. Thus, it may be commented that the temperature dependent electrical characteristics of an Al/4H-SiC Schottky sample can be characterized on the basis of the thermionic emission theory.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/181 FARKLI BESLENME ŞEKİLLERİNİN BAĞIRSAK MİKROBİYOTASI ÜZERİNE ETKİLERİ 2023-03-13T17:00:30+03:00 Büşra AKBULUT busrakblt91@gmail.com Gökcen DOĞAN yazar@as-proceeding.com <p>Birbirleriyle uyumlu olarak yaşayan ve yaşadığı konağa fayda sağlayan mikroorganizmalar mikrobiyota olarak adlandırılır. Bağırsak mikrobiyotası en fazla mikroorganizma barındıran yapıdır. Mikrobiyota pek çok faktörden etkilenir ve bu faktörlerden en önemlisi beslenme şeklidir. Diyetin makro besin ögesi içeriğinin değişmesi ve bazı popüler diyetler bağırsak mikrobiyotasını etkiler. Düşük karbonhidratlı, yüksek proteinli bir diyet veya yüksek yağ içeren diyetler mikrobiyota çeşitliliğini azaltıp mikrobiyotayı olumsuz yönde etkilemektedir. Akdeniz diyeti ya da vejetaryen diyet gibi bitkisel tabanlı beslenme şekilleri içerdiği polifenoller ve biyoaktif bileşenler sayesinde bağırsak mikrobiyotasını olumlu yönde etkilerken, batı tarzı beslenme içerdiği fazla miktarda doymuş yağ ve basit şeker nedeniyle patojen mikroorganizmaları artırmakta ve dizbiyozise yol açmaktadır. Son dönemlerde sağlıklı kişiler tarafından da uygulanabilen glutensiz diyet mikrobiyotada disbiyozise sebep olabilir. Genellikle İBS hastalarının uyguladığı düşük FODMAP diyeti sağlıklı kişilerde prebiyotik alımını azaltarak mikrobiyotayı olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Yüksek yağ düşük karbonhidrat içeriğiyle bilinen ketojenik diyet ise bağırsak mikrobiyotasının çeşitliliğini azaltabilmektedir. Son zamanlarda popüler hale gelen aralıklı açlık diyetleri ise tam tersine bireylerin sirkadiyen ritmini etkileyerek bağırsak mikrobiyotalarını düzenleyebilmekte ve sağlık üzerinde olumlu etkiler yaratabilmektedir. Paleo diyetinin bağırsak mikrobiyotası üzerine etkileri için ise daha uzun dönemli çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Kısacası sağlıksız beslenme alışkanlıkları bağırsak mikrobiyotasını olumsuz yönde etkileyerek patojen mikroorganizmaları artırabilir ve disbiyozise yol açabilir. Disbiyosiz durumu ise pek çok hastalığa zemin hazırlayabilmektedir. Farklı beslenme şekillerinin bağırsak mikrobiyotası üzerine etkilerini incelemek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/182 Identifying Customer-Related Barriers to Widespread 5G Adoption in Qatar Using Correlation Analysis 2023-03-13T17:04:45+03:00 Amr Zeedan az1706240@qu.edu.qa Abdulazeez Alsalemi yazar@as-proceeding.com Eyad Allahham yazar@as-proceeding.com Emadeddin Hussein yazar@as-proceeding.com Seifeldin Hashem yazar@as-proceeding.com Pilsung Choe yazar@as-proceeding.com <p>5G provides much high data rates, lower latency, and better quality of service compared to its predecessor 4G. Nevertheless, the rate at which customers in Qatar are switching from their existing 4G data plans to the new 5G plans is not as fast as would have been anticipated. This study identifies the customer-related factors that are hindering the widespread adoption of 5G in Qatar. To this end, a questionnaire was conducted to collect data on customers’ mobile data usage and preferences based on a set of factors that could be correlated with customers’ willingness to switch to 5G. The data is analyzed using Spearman’s Rank Correlation and other statistical tests to identify the degree of correlation between the willingness to use 5G and the different independent factors. Hence, the most important hindrances slowing the switching from 4G to 5G in Qatar are identified and ranked. It is found that price represents the greatest obstacle slowing the transition from 4G to 5G. Therefore, several recommendations are proposed to overcome this challenge to increase 5G usage. Encouraging the transition to 5G networks in Qatar will reflect in boosting many uprising technologies such as smart homes, smart cars, smart cities, Internet of Things, and other emerging technologies.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/183 Köpeklerde medetomidin/propofol anestezisinin ve bunun etkisinin atipamezol ile tersine çevrilmesinin ekokardiografik değerler üzerindeki etkileri 2023-03-13T17:12:07+03:00 Murat Kibar muratkibartr@yahoo.com <p>Bu çalışmanın amacı ovariohisterektomi uygulanan köpeklerde medetomidin /propofol anestzisi ve bunun etkisinin atipamezol ile tersine çevrilmesinin invivo olarak kısa süreli ekokardiografik değerler üzerindeki etkisini araştırmaktı. İki ay süreyle ovariohisterektomi isteği ile kliniğimize başvuran 10 dişi köpek (5,7 ile 14,5 kg ve 0,5 ila 3 yaş) araştırmada kullanıldı. Köpeklere medetomidin 100 µg/kg IM (T1: 10 dakika premedikasyon sonrası) uygulandı. Bu uygulamadan 15 dk sonra 6 mg/kg IV dozda propofol (T2: indüksiyondan 10 dk sonra) ile genel anestezi başlatıldı. Elektrokardiyogram, solunum hızı, noninvaziv kan basıncı, nabız, rektal sıcaklık ve nabız oksimetresi anestezi boyunca (T3: operasyona başladıktan 15 dakika sonra; T4: son sütürden sonra) izlendi. Ovariohisterektomi işlemi sonunda anestezi rejimi atipamezol 500 µg/kg, IM (T5: 10 dakika sonra) kullanılarak tersine çevrildi. MED-PRO grubu içinde, medetomidin ve propofol enjeksiyonundan sonra % IVS değeri istatistiki olarak önemli ölçüde azalmıştır. Sol ventrikül arka duvar kalınlığı %’si, T1 zaman aralığında T0’a karşı istatistiki olarak önemli olarak azalmıştı (0,047). Sol vent çapı %’si T2 de T0 a karşı istatistiki olarak önemli azalmıştı (0,028). Sol ventrikül EF, T2 de (0,047) T0'dan önemli ölçüde azaldı. MED-PRO grubu içinde; Dd, medetomidin ve propofol enjeksiyonundan sonra T2 de önemli ölçüde (0.05) artmıştır. Sonuç olarak, medetomidin-ketamin ile anestezi sonrası ekokardiyografik ölçümlerin istatistiki olarak önemli oranda etkilendi; ve atipamezol kullanımı başlangıç değerlerine hızlı ve güvenli bir şekilde dönmek için ovariohisterektomi gibi abdominal cerrahiler sonrasında köpeklerde kullanılabileceği kanısına varıldı.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/184 Medetomidin-Ketamin Anestezisinde Rutin Kastrasyon Yapılan Kedilerde Testis İçi Lidokain Uygulamasının Etkileri 2023-03-13T17:15:33+03:00 Murat Kibar muratkibartr@yahoo.com <p>Bu çalışma, elektif kastrasyon uygulanan ve medetomidin/ketamin ile anestezi uygulanan kedilerde intratestiküler olarak uygulanan lidokainin perioperatif nosifensif yanıtlar üzerindeki etkilerini değerlendirmeyi amaçladı. Planlı kastrasyon için başvuran 1.0-3.5 yaş arası 8 kedi çalışmaya dahil edildi. Kediler, medetomidin-ketamin ile anestezi uygulanan gruba rastlantısal olarak dahil edildi. Kedilere 80 µg/kg intramüsküler medetomidin ile premedikasyon uygulandı. 15 dakika sonra gruba 10 mg/kg ketamin intramüsküler yolla uygulandı. İstatistiksel değerlendirme için anestezi sırasında beş farklı zaman noktasında RT, BP, HR, ƒR ve SPO2 değerlerinin ölçümleri yapıldı. T0 başlangıç noktası, T1 cerrahi operasyonun başlamasından kısa bir süre sonraki zaman noktası, T2 ve T3 sırasıyla sol ve sağ spermatik kordların klemplendiği zaman noktaları ve T4 ise ameliyat bitimindeki zaman noktasıydı. Grupta başlangıç ile ilk preskrotal insizyon, sol testis pediküllerinin klemplenmesi, sağ testis pediküllerinin klemplenmesi ve operasyonun tamamlanması zaman noktalarındaki fR değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. Grupta iki kedinin HR değerleri sağ testis pediküllerinin klemplenmesinden sonra (T3 zaman noktası, kontroller) %20 arttı. Enjekte edilen 8 testisin 2'sinde (%25) testis veya tunika testis kanaması ve/veya hafif hematom oluşumu saptandı. Sonuç olarak, bu bulgular intratestiküler lidokainin planlı kastrasyon uygulanan kedilerde faydalı bir analjezik teknik olduğu ve standart anestezi uygulamasına ek olarak düşünülebileceği kanısına varıldı.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/185 Sharper Inequalities For Berezin Radius Powers 2023-03-13T17:19:30+03:00 Mehmet Gürdal yazar@as-proceeding.com Hamdullah Başaran 07hamdullahbasaran@gmail.com <p>We provide numerous sharp inequalities that expand prior inequality using powers for the Berezin radius of functional Hilbert space operators.</p> <p>&nbsp;</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/186 A view on barrier abnormalities in Schottky junctions 2023-03-13T19:48:27+03:00 Murat Gülnahar mgulnahar@erzincan.edu.tr Yasemin Beyza GÜLNAHAR yazar@as-proceeding.com <p>Potential distribution of the Schottky junctions allows the potential fluctuations model to be reinspected depending on the temperature. In this work, the barrier anomalies are re-discussed in basis of the potential fluctuations model and is proposed a new approach of which predicts that there should be distinct barrier distribution for each one temperature in barrier. In addition, the potential structure of the junction predicts that the standard deviation values of the barrier should demonstrate a general temperature dependence. In these conditions, the thermoionic emission equation may be interpreted again. The theoretical results are performed successfully and it is obtained to the temperature dependence variations of the standard deviation and barrier height values at V=0 V. In consequence, it has been seen that the new approach may be applied succesfully to current-voltage data, and the results have enabled that the behaviors of the barrier anomalities in Schottky junctions are interpreted again</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/187 Sign Language Alphabets Classification by Convolutional Neural Networks 2023-03-13T19:51:13+03:00 Halit Çetiner halitcetiner@isparta.edu.tr <p>Sign language, which is not a universal language, contains differences in terms of language and communities. Recognizing and translating the symbols of sign languages is a very important method in the communication of citizens with disabilities. Sign language numerals consist of numbers from 0 to 9, while alphabetic letters cover the alphabet ranging from the letter A to the letter Z. An artificial intelligence supported automatic classification system has been developed by using a 24-letter data set in the meaning of Sign language (SL) from the symbols representing the specified alphabetic signs. Recently, Convolutional Neural Network (CNN) based models have performed quite well in computer vision problems. Detailed feature maps were created using the unique automatic distinctive feature extraction structure of CNN methods. In this context, different numbers of hidden layers are defined in the proposed model to capture detail features. The results were evaluated in terms of F1 score, accuracy, recall and precision performance metrics obtained by Adam and Adamax optimization methods with a new CNN model consisting of a total of 15 layers. The proposed CNN model provided 0.99 performance metrics in terms of accuracy, precision, recall and F1 score with Adam and Adamax optimization method. It has been observed that training and test performance measures are close to each other and give satisfactory results in terms of performance metrics. With these results, more effective results can be obtained with CNN models, Capsule Networks structures that keep the spatial relations of the features in further studies.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/188 Performance of the Swarm-based Multiobjective Optimization Algorithms under Chaotic Noisy Problems 2023-03-13T19:53:50+03:00 O. Tolga ALTINOZ taltinoz@ankara.edu.tr <p>– Chaotic systems are non-linear dynamic real-life systems which has randomized nature that cannot be modelled, and chaotic maps are functions that generate a chaotic behavior from a relatively simple formulation. Chaos can be observed at the real-life engineering systems and generally the chaotic behavior of these systems omitted due to the insufficient mathematical tools and irregular nature of the chaotic influence. Since they are existing and can be considered in the engineering system. Chaotic maps can be used to generate random numbers. Because of the chaotic nature of this randomize data it is hard - impossible- to handle these signals. The chaotic maps can be used as noise, and in this research, it is applied to the objective functions to generate chaotic noise, and the problems set is named as chaotic noisy benchmark problems (CNBP). In this research the performance of the swam-based multiobjective optimization algorithms is evaluated and analysis under CNBP. The solution for the question “Can evolutionary algorithms solve CNBP?” will be answered. It is showed after the empirical studies that the Chaotic map-oriented random numbers are relatively hard to handle when compared with Gaussian noise.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/189 Terpenoidlerin Obezite Üzerine Olası Etkileri 2023-03-13T19:56:29+03:00 Behiye İncisu AYDOĞDU incisuaydogdu59@gmail.com Nazan TOKATLI DEMİROK yazar@as-proceeding.com Seydi YIKMIŞ yazar@as-proceeding.com <p>Sağlığı bozabilecek şekilde anormal veya aşırı yağ birikimi kaynaklı aşırı kilo ve obezitenin, dünya çapında giderek artış gösterdiği bilinmektedir. Bel çevresi ölçümü ve vücut kitle indeksi obeziteyi saptamada kullanılmaktadır. Fazla alınan enerjinin, genişleyen boyutta yağ dokusu depolarında bulunduğu, vücut yağını arttıran ve kilo alımı ile sonuçlanan trigliseritlere dönüştürüldüğü bilinmektedir. Toplum içindeki genetik yapı, çevresel ve bireysel faktörler arasındaki etkileşimler bireyler arasındaki farklılıkları açıklamaktadır. Son yıllarda değişiklik gösteren yaşam biçimleri ile beraber insanlarda pozitif enerji dengesi görülmektedir. Kanser, hipertansiyon, diyabet, infertilite, kardiyovasküler hastalıklar gibi çeşitli sağlık problemleri ile obezite ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Obezite tedavisinde kullanılan çeşitli ilaçların yan etkilerinin olduğu bilinmektedir. Diğer bir seçenek olarak görülen bariatrik cerrahinin ise yüksek maliyetli ve yüksek riskli bir yöntem olduğu bilinmektedir. Obezite tedavisinde kullanılan ilaçların ve cerrahi yöntemlerin her birey için kullanılamaması, yan etkilerinin bulunması ve başarı seviyeleri gibi çeşitli nedenlerle farklı yöntemler bulunmaya yönelinmiştir. Yağ birikimini azaltmak ve adipositlerde enerji harcamasını arttırmak için fitokimyasallar araştırılmaya başlanmıştır. Fitokimyasallar başlıca kronik hastalıkların azaltılması ile bağlantılıdır ve meyveler, sebzeler, tahıllar gibi diğer bitkisel gıdalarda bulunmaktadır. Birincil ve ikincil metabolizmaların fazla sayıda bileşiğini oluşturan en büyük doğal ürün ailelerinden biri olduğu bilinmektedir. Obeziteye bağlı metabolik bozuklukların önlenmesinde günlük olarak tüketilen terpenoidlerin faydalı olabileceği düşünülmektedir. Bu çalışmada fitokimyasallardan biri olan terpenoidlerin obezite üzerindeki olası etkileri tartışılmıştır</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/190 Hozat Kayısı Çekirdeğindeki Fenolik Bileşiklerin Ekstraksiyon Koşullarının Optimizasyonu 2023-03-13T20:00:07+03:00 Çağlar Mert AYDIN cmaydin@munzur.edu.tr <p>Bu çalışmada Tunceli ilinin Hozat ilçesinde yetiştirilen kayısı çekirdek çeşitlerinde (tatlı ve acı) bulunan fenolik madde içeriklerinin ekstrakte edilmesinde sırasında uygulanan parametrelerin optimizasyonu gerçekleştirilmiştir. Çalışmada değerlendirilen kayısı çekirdek çeşitleri Hozat ilçesinde 2022 yılında yetiştirilmişlerdir. Çalışmada optimize edilmeye çalışılan ekstraksiyon parametreleri çözücü çeşidi, ekstraksiyon sıcaklığı ve ekstraksiyon süresidir. Bu amaçla çözücü çeşidi olarak su, etanol ve metanol; ekstraksiyon sıcaklığı olarak 250 , 300 ve 500 ; ekstraksiyon süresi olarak 0, 30 ve 60 dakika kullanılmıştır. Ekstraksiyon koşullarının optimizasyon çalışması tek faktör deney prensibine göre gerçekleştirilmiştir. Çalışma sonucunda Hozat kayısı çekirdek çeşitleri karşılaştırıldığında, aynı ekstraksiyon parametrelerinde tatlı kayısı çekirdeğinin acı kayısı çekirdeğine göre önemli düzeyde daha fazla toplam fenolik madde içerdiği belirlenmiştir. Ayrıca ekstraksiyonun optimize edilmesi amacıyla belirlenen her bir parametrenin ekstrakte edilen fenolik içerik düzeyini önemli düzeyde etkilediği bulunmuştur. Ekstraksiyon parametrelerinin etkileri birbirlerine göre değişim göstermiş, ekstraksiyon zamanı arttıkça ekstrakte edilen TFM içeriği artmasına karşın ekstraksiyon sıcaklığı arttıkça ekstrakte edilen TFM içerikte azalmanın olduğu saptanmıştır. Bu çalışmada yapılan analiz sonuçlarına göre Hozat kayısı çekirdek çeşitleri için optimum ekstraksiyon koşulları; çözücünün metanol, ekstraksiyon sıcaklığının 250 ve ekstraksiyon süresinin 30 dakika olması durumunda elde edildiği tespit edilmiştir. Optimum şartlarda Hozat tatlı kayısı çekirdeğinde 102.24 mg GAE/100 g kuru madde; Hozat acı kayısı çekirdeğinde 76.17 mg GAE/100 g kuru madde toplam fenolik madde içeriği tespit edilmiştir.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/191 Sac malzemelere uygulanan farklı boya kalınlıklarının yapışma mukavemetine etkisi 2023-03-13T20:02:00+03:00 Batuhan ÖZAKIN batuhan.ozakin@samsun.edu.tr Emir YILMAZ yazar@as-proceeding.com <p>Metalik malzemelerin korozyona karşı korunmasında boyalar sıklıkla kullanılmaktadır. Bu boyaların malzeme yüzeylerine yapışması korozyon direncinin devamlılığı için önemli bir unsurdur. Dolayısıyla boyaların yüzeye yapışma mukavemetinin belli standart değerleri karşılaması gerekmektedir. Bu çalışmada metalik malzemelerin yüzeylerine uygulanan boya tabakasının farklı kalınlıklarının yapışma mukavemetine etkisini gösteren çalışmaların sınırlı olduğu görülmüş ve bu nedenden ötürü bu çalışma yürütülmüştür. DC04 kalite yumuşak çelik sac malzemeler astar boya, boya ve vernik tabakası olarak üç farklı katmanda boyanmıştır. Boyama işlemi sac malzeme numuneleri üzerine altı farklı kalınlıkta uygulanmıştır. Numune yüzeylerinde kareleme-kesme işlemi gerçekleştirilmiş ve yüzeye yapıştırılan adezyon bantları sökülerek farklı boya kalınlıklarının yapışma mukavemetine etkisi değerlendirilmiştir. Boya kalınlığı arttıkça yapışma mukavemetinin arttığı belirlenmiş ve metalik yüzeylere 75-100 µm aralığında boya kalınlığı uygulanmasının ideal olduğu sonucuna varılmıştır.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/192 Student Academic Performance Evaluation Using Data Visualization Techniques 2023-03-13T20:05:15+03:00 Olta Llaha ol29064@seeu.edu.mk Azir Aliu ol29064@seeu.edu.mk <p>Assessment is a process that produces information for educators that they may use to make decisions regarding students’ learning. Nowadays one of the great difficulties that educational institutions face, is the increasing growth of educational data and the use of it to improve the quality of making decisions in regard to education. Data visualization methods help to create useful and valid analyses from higher education databases. They also ensure students maximize their academic output. Here we present the evaluation of students for different subjects, graduation levels, student enrollment and by the use of data visualization techniques we make an analysis of the study results. We show the importance of data visualization in data analysis which has a significant impact on the accuracy of the predicted results.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/193 Convergence in Divergence: Do Divorce Rates Converge Across Türkiye’s Provinces? 2023-03-13T20:36:36+03:00 Kadir Karagöz kadir.karagoz@cbu.edu.tr <p>Social and economic factors affecting divorce in Türkiye have been investigated in many empirical studies, and the subject has been analyzed using macro and micro scale data. In the related literature, it is stated that there is a general upward trend in divorce cases in Türkiye, although there are differences by province. At this point, it becomes important whether there is convergence or convergence in divorce rates by province. Convergence indicates that units tend to meet at a certain common level and exhibit a homogeneous structure by displaying similar behavior patterns over time. Considering the claims that regional/local differences have gradually lost their importance and weight, and a common socialcultural structure has become widespread in Türkiye as in the rest of the world in recent years, it can be expected that the similarity in divorce trends will increase. The answer to this question is being investigated in the current study. The findings obtained by the club convergence method reveal that there is no overall convergence, although there is a clustering in terms of divorce rates at the provincial level in Türkiye. This result points to the determining effect of local characteristics on divorce decisions in Türkiye. From this point of view, it can be said that it is important to take local characteristics into account in the policies to be created to reduce divorce rates, and not to ignore the effect of the general upward trend.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/194 Factors Affecting the Development of the Service Sector in Turkey: An Econometric Investigation 2023-03-13T20:38:27+03:00 Kadir Karagöz kadir.karagoz@cbu.edu.tr <p>Since the second half of the 20th century, the service sector has shown a rapid expansion trend, first in developed countries and then in developing countries. Türkiye is not an exception in this regard. In the last 50 years a rapid shift of services sector has been witnessed in Türkiye. So, it is important to analyze the expansion dynamics of the service sector correctly so that the structural change to take place in a healthier and more controlled manner. Findings from cointegrated regression methods reveal that income level, openness ratio, and education level contribute positively to the development of the service sector. On the other hand, foreign direct investment inflows and the increase in the productivity of the industrial sector have a negative impact on the development of the service sector.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/195 Machine Learning and Artificial Intelligence-based Child Abusing Tracking System for the Detection of Online Sexual Predators 2023-03-13T20:43:03+03:00 Zeeshan Ahmad zahmad090@gmail.com Umut Özkaya yazar@as-proceeding.com <p>With the upward thrust of cybercrime targeting kids, chat logs may be used to hit upon and mark harmful conduct for law enforcement. Children can be helped by this in a great manner from cybercrime. Previously digital forensic investigations were usually done by hand; this traditional approach of relying on the assessment was not reliable. The solution proposed in this paper uses the Digital Forensic Model using machine learning and artificial intelligence-based on various Child Abuse Tracking System supported by Microsoft technology and other companies to facilitate automatic detection of harmful conversations on the chat log. Therefore, the contribution of this paper is to show how the activities in the digital investigation process can be organized to obtain useful results using PhotoDNA technology (integrated CETS) helping law enforcement, fight child pornography when investigating online attackers. In addition, this paper included the study of Artemis, an automated system that scans chats to detect online sexual predators. So far no one has done any study on both of these tools. We have proposed architecture for the detection or efficiently capturing of the predators by enabling advanced technologies like machine learning, artificial intelligence, geographical information systems, and data mining. This architecture is based on the category of child exploitation and the scenario of the integrated model based on the material collected. The collaboration of all these aspects in an updated and efficient manner can come up with an effective result and can help law enforcement to take necessary actions.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/196 Tribological Analysis of Nanoparticles Additives in Mineral oil 2023-03-13T20:47:24+03:00 Ali Hassan ali73045650@yahoo.com Mubashir Gulzar yazar@as-proceeding.com <p>– In present studies research has been done on the effect of nanoparticles of graphene and ultrafine particles of hexagonal boron nitride on tribological properties especially wear and friction of Mineral based SAE 15W-40 diesel engine oil. Different oil samples were prepared by adding graphene and hexagonal boron nitride. Tests with different oil additives concentrations were conducted under the same conditions. Tests were conducted on a pin-on-disc tribometer. Results indicated improved coefficient of friction and wear rate on certain concentrations. The morphology of pins surfaces was analyzed using the scanning electron microscope. Worn surfaces showed improved results as compared to blank oil. The surfaces of pins were also analyzed by a surface roughness tester. By using a 0.05 wt% concentration of graphene nanoparticles in oil nearly 51% reduction in friction was observed. Similarly, by using a 0.15 wt% concentration of hexagonal boron nitride reduction in wear rate of up to 66% was observed. Optimized results were obtained by using a 0.15 wt% concentration of Graphene and a 0.05 wt% concentration of HBN. A 26.8% reduction in COF and 64.3% reduction in wear rate was observed using graphene while a 38% reduction in COF and 25.33% reduction in wear rate was observed using HBN.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/197 Holocene Trend for the Urticaceae Family, in Central Albania 2023-03-13T20:50:55+03:00 Admir Jançe adi_jance@yahoo.it Anila Jançe yazar@as-proceeding.com Gëzim Kapidani yazar@as-proceeding.com <p>Regarding to the advanced scientific research trend in the paleopalynology, in this paper we have tried to present data on fossil palynoforms, belonging to the New Holocene period, for representatives of the Urticacee Family (mainly Urtica type). The obtained results from the analysis of fossil pollen, by analyzing the soil sediments, present an overview of the Urticaceae family distribution around the New Holocene period (the last 20 centuries), for the Elbasan area, which lies in Central Albania. The analyzed samples, weighing 0.5 kg of soil, were taken in the field from a depth of 4 m to the surface. These samples were taken at five stations in Elbasan - Central Albania, during the October-December 2022 period, using a dry rotary drilling probe with a diameter of 110 - 130 mm. The main goal to carry out this advanced scientific research has been the presentation of the evolutionary line that the representatives of the Urticaceae family have followed during the New Holocene period. From the analytical processing of the data, we concluded that: 946 Urticaceae Family Palynomorphs (Urtica type) are present in all the soil samples analyzed from 4 m of depth to the earth surface, showing mainly an increasing trend of these palynomorphs, in the earth's surface direction. This result leads us to the opinion: the vegetation change that occurred over the years, is mainly related to the human hand influence, since there is no data on important factors to have influenced the vegetation change.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/198 Advanced Research about Heavy Metals and Microorganisms Soil Presence, in Central Albania 2023-03-13T20:54:39+03:00 Anila Jançe adi_jance@yahoo.it Admir Jançe yazar@as-proceeding.com Valentin Bogoev yazar@as-proceeding.com <p>To successfully carry out this advanced scientific research about soil pollution, we have obtained data that show us the presence of heavy metals and microorganisms in the soil that can be the soil pollution causes. In this scientific paper, we have presented quantitative data on the presence of some chemical elements (parts of heavy metals) as well as some bacteria present in the soil. Based on the real presence and the maximum criteria that should be, we are able to judge whether we are dealing with contaminated soil. To carry out this work, we took soil samples at depths of 15-25 cm, in five stations, during the period October-December 2022, in Elbasan area, including the strategic points where the city's light and heavy industry operates. It is worth mentioning the fact that Elbasan has always been considered one of the areas of the Albanian state with the greatest atmospheric pollution, whereas the main cause we mention the industries operating in the area, which do not take the necessary measures regarding environmental protection. After processing the data, we reached values above the standards set by the EU Regulation (more than 3 times) of the element nickel (Ni), a fact that leads us to the conclusion that nickel can be the main cause of soil pollution with heavy metals. In addition to industry, soil pollution can also come from activities carried out by humans, where we mention the poor-quality sewage management and the indiscriminate use of organic fertilizers in agriculture</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/199 KONYA KOŞULLARINDA BAZI ASPİR (Carthamus tinctorius L.) ÇEŞİT VE HATLARINDA VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ 2023-03-13T20:58:17+03:00 Mehmet ADALI yazar@as-proceeding.com Özden ÖZTÜRK ozdenoz@selcuk.edu.tr <p>Aspir (Carthamus tinctorius L.), tek yıllık, dikenli ve dikensiz çeşitleri olan, kurağa dayanaklılık açısından avantajlı bir yağ bitkisidir. Bu araştırma, Konya koşullarında aspir çeşit ve hatlarında verim ve bazı kalite bileşenlerini tespit etmek amacıyla 2014 yılı vejetasyon döneminde (Mart-Ağustos) yürütülmüştür. Araştırmada; Remzibey 05, Black Sun 2, KS 07, Balcı, AC Stirling, Ole, V 50/63, Dinçer, Ayaz, BDYAS-4, Linas, Yenice, Olas olmak üzere 13 adet aspir genotipi kullanılmıştır. Çalışma, “Tesadüf Blokları Deneme Deseni”ne göre 3 tekerrürlü olarak kurulmuştur. Araştırmada genotiplere göre; tohum verimi 135.54-392.71 kg/da (Ole-KS 07), ham yağ oranı %28.41-38.94 (Yenice-Balcı), ham yağ verimi 40.06-114.59 kg/da (Yenice-KS 07), ham protein oranı %14.55-18.14 (Remzibey 05-Balcı) ve ham protein verimi 23.09-61.87 kg/da (Yenice-KS 07) arasında değişmiştir. Araştırma sonucunda; tohum verimi, yağ verimi ve protein verimi bakımından yüksek değerler elde edilen KS 07 hattı, Dinçer ve Remzibey çeşitlerinin Konya koşullarına uygun olduğu ve benzer ekolojik koşullara sahip yörelerde başarılı bir şekilde yetiştirilebileceği kanısına varılmıştır.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/200 Digital Signage for Disaster Resilience 2023-03-13T21:07:50+03:00 Ecem Buse Sevinç Çubuk ecembuse.sevinc@adu.edu.tr Halim Emre Zeren yazar@as-proceeding.com <p>– The two major disasters that occur most frequently in Turkey are floods (34% of recorded disasters) and earthquakes (33%). In Turkey, especially the 17 August 1999 Earthquake, the floods in the Northern Black Sea region in 2021 and the 6-7 February 2023 Earthquakes made the importance of predisaster studies more prominent. Due to the digitization megatrend, we are accustomed to looking at digital screens for information, entertainment, and education. Our brains process graphics faster than text and motion naturally attract our eyes. These three factors make digital signage for emergency messaging one of the best communication tools available. College campuses and city halls are perhaps the earliest adopters of digital signage for emergency messaging. A strategically placed digital sign can alert the campus and the city hall to danger. A carefully crafted message can assist students, staff and citizens get to safety. The municipalities and state institutions in Turkey still use text/email alerts, intercoms, sirens etc. These are inexpensive solutions that can reach off-site constituents. However, some methods are not very reliable. After all, not everyone checks their emails or messages regularly. Those emergency alert systems may also fail to address the visual component of mass communication. Digital signage filled this gap. Our brains are visually oriented and respond rapidly to images and motion. Emergency messages displayed on digital signage reach more people than an intercom announcement. However, the institutions in Turkey still lack the capacity and practice to use digital channels as emergency tools. Further, people are not adequately aware of how to behave in an emergency. This project aims to offer an effective disaster management system that can serve as a model for other districts.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/201 Qualitative Effect of Mechanical Turner on N-P-K Concentration of Compost 2023-03-14T15:55:32+03:00 Sarfraz Hashim sarfraz.hashim@mnsuam.edu.pk Aftab Khaliq yazar@as-proceeding.com Alamgir Akhtar Khan yazar@as-proceeding.com Fiaz Ahmad yazar@as-proceeding.com Farrukh Ehsan yazar@as-proceeding.com <p>Solid waste management is the most significant issue from an environmental and agricultural perspective. Composting of the waste is a process to turn the trash into organic fertilizer. This study turns the waste into small size materials using a wood shredder for making organic compost. The nutrient concentration of the compost enriches by turning with the windrow turner machine. The nitrogen concentration increases from 75.1 to 2075 ppm, phosphorus from 1.5 to 12.9, and the same as for potassium. The results of the study concluded that good-quality compost could be produced by adopting the mechanically operated compost windrow turner.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/202 Derin Öğrenme Yöntemlerini Kullanarak Beyin Felcinin Otomatik Olarak Sınıflandırılması 2023-03-14T16:02:28+03:00 Aykut Diker aykutdiker@gmail.com <p>– İnme olarak da bilinen beyin felci, dünya çapında önde gelen ölüm ve engelli olma nedenidir. Beyin felcinin erken ve doğru teşhisi, etkili tedavi ve daha iyi hasta sonuçları için çok önemlidir. Son yıllarda, derin öğrenme algoritmaları, farklı beyin felci türlerini doğru bir şekilde sınıflandırmada büyük umut vaat etmektedir. Bu çalışma, beyin felci sınıflandırmasında derin öğrenme tekniklerinin performans karşılaştırmasını sunmaktadır. EfficientNetB0, MobileNet-V2, ResNet18 ve VGG-16 gibi farklı derin öğrenme algoritmaların performansı sırasıyla karşılaştırılmıştır. Beyin felci imgelerinin sınıflandırılması için yapılan deneysel çalışmalarda, EfficientNetB0, MobileNet-V2, ResNet18 ve VGG-16 derin öğrenme modellerine ait sırasıyla 84.6%, 87.4%, 80.9% ve 92.6% doğruluk değerleri elde dilmiştir. Elde edilen doğruluk değerleri göz önüne alındığında ileride yapılacak çalışmalar için umut verici olduğu görülmüştür.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/203 Hozat Kayısı Çekirdeğindeki Antioksidan İçeriğin Ultrasonik Destekli Ekstraksiyonunun Optimizasyonu 2023-03-14T16:05:27+03:00 Çağlar Mert AYDIN cmaydin@munzur.edu.tr <p>Bu çalışmada Tunceli ilinin Hozat ilçesinde yetişen kayısı çekirdek çeşitleri kullanılarak ekstraksiyonda kullanılan ultrasonik gücün antioksidan aktivite düzeylerinde oluşturduğu değişim incelenmiştir. Çalışmada değerlendirilen kayısı çekirdek çeşitleri Hozat tatlı ve Hozat acı çeşitleri olup uygulanan ultrasonik güç değerleri 100w, 200w ve 300w’dır. Ultrasonik gücün etkisinin değerlendirilmesi amacıyla kontrol örneği hazırlanmıştır. Analizler neticesinde Hozat kayısı çekirdeğinde saptanan antioksidan içeriğin 114.21- 292.96 mg trolox/100 k.a. olduğu tespit edilmiştir. Kontrol (klasik ekstraksiyon) örneğinin ultrasonik ekstraksiyon gücü 100w ile 200w olan ekstraktlara göre önemli miktarda daha fazla DPPH radikali ekstrakte edebilmesine karşın en fazla radikal 300w’lık ultrasonik destekli ekstraksiyon neticesinde elde edilmiştir.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/204 Siirt Yöresinde Keçilerde Görülen Kene Türleri 2023-03-14T16:08:12+03:00 Yaşar GÖZ yasargoz@yyu.edu.tr <p>Bu çalışma, Haziran 2021-Ağustos 2021 tarihleri arasında, Siirt yöresindeki keçilerde bulunan kene türlerinin yaygınlıklarını belirlemek amacıyla merkez ilçelerde yürütülmüştür. Çalışma süresince her araştırma birimi ayda bir kez düzenli olarak ziyaret edilmiştir. Bu araştırma merkezlerinde keçilerdeki kene türleri araştırılmıştır. Tüm ilçelerde, merada otlayan ve tüm konukçu türlerin tedavi görmemiş sürüleri keneler açısından incelendi. Keçilerden toplanan keneler, tüplere ayrı ayrı yerleştirildi. Tüplerin üzerine kenelerin toplandığı bölge, tarih ve konakçı tür gibi bilgiler yazıldı. Çalışma süresince 110 keçi keneler yönünden muayene edilmiştir. Keçilerin 58 (% 52.72)’si, kene türleri ile enfeste bulunmuştur. Keçiler üzerinden 328 kene toplanmış, bunların 152’si (% 46.34) Rhipicephalus bursa, 92’si (% 28.04) Rhipicephalus turanicus, 84’ü (% 25.60) Hyalomma excavatum, olarak teşhis edilmiştir.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/205 Maksimum Güç Noktası Takibinde Kullanılan Değiştir Gözle ve Artan İletkenlik Algoritmalarının Karşılaştırmalı Analizi 2023-03-14T16:10:22+03:00 Merve ÇAKIR ckmrrv@icloud.com Yavuz TÜRKAY yazar@as-proceeding.com <p>Teknolojik gelişmeler ile enerjiye olan ihtiyaç hızla artmaktadır. İhtiyaç duyulan bu enerjiyi üretmek amacıyla kullanılan yenilenemez enerji kaynaklarının rezervleri sınırlıdır. Rezervleri sınırlı olan bu kaynakların çevreye verdiği tahribatı azaltmak amacıyla yenilebilir enerji kaynakları iyi bir alternatif olmuştur. Güneş enerjisi, yenilenebilir bir enerji kaynağı olması, sonsuz ve çevreye verdiği tahribatın az olmasından dolayı tercih edilir ancak günümüzde kullanılan güneş panelleri hızlı değişen ortam koşullarından etkilendiği için bu sistemler düşük verimle çalışmaktadır. Düşük verimle çalışan bu sistemlerde verimin artırılması için maksimum güç noktası takibi algoritmaları geliştirilmiştir. Bu çalışmada kullanılan Değiştir ve Gözle (Perturb and Observe - P&amp;O) ve Artan İletkenlik (Incremental Conductance - IC) algoritmaları sadeliği ve pratik uygulanması sebebi ile, fotovoltaik uygulamalarda en çok kullanılan maksimum güç noktası takibi kontrol yöntemleridir. Çalışmada kullanılan her iki yöntemin çeşitli avantajları, dezavantajları belirlenmiş ve enerji kullanım verimlilikleri ile takip hızı açışından karşılaştırılmıştır. Matlab/Simulink kullanılarak yapılan simülasyonda 25W gücünde fotovoltaik panel (PV) ve DC-DC yükselten dönüştürücü kullanılmıştır. Değiştir ve gözle algoritması ile artan iletkenlik algoritmasının simülasyon sonuçları değişken ışıma ve değişken sıcaklık değerlerinde karşılaştırıldığında, artan iletkenlik algoritmasının maksimumum güç noktasına (MPP) daha hızlı ulaştığı ve maksimum güç noktasında daha az salınım yaptığı gözlemlenmiştir. Her iki maksimum güç noktası takibi (MPPT) algoritmanın istenilen performans düzeyine ulaştığı görülmüştür.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/206 Betondaki Nem Miktarının SVM Kullanarak Tespiti 2023-03-14T16:13:46+03:00 Zekiye Şeyma TAMAY seymaseyma199758@hotmail.com Yavuz TÜRKAY yazar@as-proceeding.com <p>Beton yapıların dayanıklılığı, su temasına bağlı nem miktarıyla ilişkilidir. Bu nedenle su ile temas halinde olan yapıları verimli şekilde kullanmak için nem içeriğinin belirlenmesi büyük önem taşır. Perküsyon yöntemi, vurma ve dinleme anlamı taşır. Mel-Frekans Cepstral Katsayıları ses işleme uygulamalarında lineer olmayan bir mel frekans ölçeğinde log güç spektrumunun lineer kosinüs dönüşümüne dayanan ses sinyalinin kısa vadeli güç spektrumunu yüksek doğrulukla temsil etmektedir. Mel-Frekans Cepstral Katsayıları (MFCC), bu çalışmada perküsyon kaynaklı sesin özelliklerini çıkarmak için kullanılmıştır. Perküsyon kaynaklı ses işareti, mikrofon ve bir çekiç kullanılarak elde edilir ve betondaki farklı nem içeriğini sınıflandırmak için ise destek vektör makinesi (SVM:Support Vector Machine) tabanlı makine öğrenmesi kullanılmıştır. Destek vektör makinesi (SVM), makine öğreniminde optimal bir marj tabanlı sınıflandırma tekniğidir ve doğrusal olarak ayrılabilen ve doğrusal olarak ayrılamayan sınıflandırma uygulamalarında yaygın olarak kullanılmaktadır. Doğrusal olarak sınıflandırılamayan verilerde Destek Vektör Makinesine ek olarak Kernel Fonksiyonu ve Radyal Temel Fonksiyon (RBF) kullanılmaktadır. Uygulanacak yönteme ilişkin deneysel sonuçlar, önerilen perküsyon tabanlı yöntemin betondaki farklı nem seviyelerini yüksek doğrulukta tespit edilebildiğini göstermekle beraber çekicin serbest düşmesi sağlanarak elde edilen ses kayıtlarında başarının daha yüksek olduğu da ispatlanacaktır. Kurulan mekanizmayla elde edilen verilerin doğruluk değerleri %98’in üstünde olduğu gösterilecektir. Önerilen yöntem geleneksel yöntemler ile karşılaştırıldığında geleneksel yöntemlerde kullanılan cihaz ve sensörlerin kurulumunu gerektirmediği ve kullanımı oldukça kolay olduğu belirlenmiştir.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/207 ÜZÜM ÇEKİRDEĞİNİN FONKSİYONEL ETKİLERİ 2023-03-14T16:17:44+03:00 Seydi YIKMIŞ yazar@as-proceeding.com Elif DEMİR elifdmr.elii@hotmail.com <p>Tüketicilerin besin değeri yüksek ve sağlığa yararlı olabilecek özelliklere sahip gıdalara olan ilgisi sürekli olarak artmaktadır. Uzunca bir süredir insan beslenmesinde var olan üzüm, içerdiği zengin bileşikler ile fonksiyonel gıdalar arasında yer almakta olup doğrudan tüketimin yanı sıra çeşitli yollarla işlenerek, kurutularak sofralarda yer almaktadır. Bu gıdanın işlenmesinde (örneğin meyve suyu, şarap vb. elde edilmesi) fazla miktarda üzüm kabuğu, üzüm çekirdeği, posa gibi farklı atıklar ortaya çıkmakta olup atıkların sağlık üzerine olumlu etki gösterecek oranlarda fenolik bileşik içerdiği sonucu göz önünde bulundurulmaktadır. Fenolik bileşiklerin sağlık üzerinde diyabet, kanser, kolesterol, yaşlanma gibi durumlara karşı potansiyel etkilerinin yapılan çalışmalar sonucunda tespit edilmesi ve özellikle atık ürün olarak ortaya çıkan üzüm çekirdeğinin zengin içeriğinin dikkat çekmesi ile bu besin atıklarının değerlendirilmesi adına alternatif yaklaşımlar düşünülmektedir. Çeşitli yöntemler ile üzüm çekirdeği içerisinde yer alan polifenollerin çıkarılması ve polifenol içeriği düşük olan gıdalara eklenmesi veya takviye olarak alınması benimsenen yaklaşımlardan bazılarıdır. Bu doğrultuda planlanan birçok çalışma üzüm çekirdeğinden elde edilen farklı yapılardaki biyoaktif bileşiklerin yani antosiyanidinlerin güvenilir alım dozlarına dikkat çekilmektedir. Farklı süre ve dozlarda antosiyanidin alımının uygulandığı çalışmalarda herhangi bir toksik bulgu olmadığı, sağlığı teşvik edici etkiler gösterdiği sonucu ifade edilmektedir. Bu çalışmanın amacı üzüm çekirdeğinde zengin olarak bulunan polifenollerin sağlığı teşvik edici fonksiyonel özelliklerini literatür taraması ile ele almaktır.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/208 One-Year Follow-up Results of Below-Knee Amputations Performed in Our Clinic 2023-03-14T16:21:22+03:00 Davut AYDIN drdavut.aydin@gmail.com Hacı Ali OLÇAR yazar@as-proceeding.com <p>Diz altı ampütasyon uygulanan diyabetik hastalarda postoperatif dönemde yüksek mortalite, bakım ihtiyacı ve düşük yaşam kalitesi gözlenmektedir. Kliniğimizde periferik arter hastalığına bağlı diz altı ampütasyon yapılan diyabetik Wagner tip 5 hastalarının postoperatif dönemde mortalite, bakım ihtiyacı ve yaşam standardını etkileyen faktörlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Kliniğimizde periferik arter hastalığı nedeniyle diz altı ampütasyon yapılan tip 2 diyabetli Wagner tip 5 olan 30 hastanın ameliyat sonrası 1 yıllık takip verileri elde edildi. Diz altı ampütasyon yapılan hastaların mortalitesine ve morbiditisine etkili olduğunu düşündüğümüz yaş, preoperatif sistemik hastalık, diyabetik ayak enfeksiyonu, geçirilmiş ekstremite cerrahisi, postoperatif mobilizasyon süresi ve erken komplikasyonlara ait verileri kullanarak kolay anlaşılır, basit ve pratik bir skorlama sistemi geliştirdik. Bu skorlama sitemi ile hastalarımızın bir yıllık takip sonuçlarını değerlendirdik. Bulgular: 30 hastanın yaş ortalaması 71.7 idi. Elde edilen sonuçlara göre hastaların skor düzeyleri ile hastaların mortalite durumu arasında anlamlı ilişki mevcuttu (p&lt;.05). Skor arttıkça mortalite artmaktaydı (p&lt;.05). Hastaların skorları ile postoperatif gelişen ek hastalıklarla anlamlı ilişki gösterteydi (p&lt;.05). Ayrıca yaptığımız skorlamadaki hastaların puanları arttıkça Katz puanları azalmaktaydı (r=-.76). Sonuç: Diz altı ampütasyonu planlanan diyabetik hastalarda ameliyat öncesi yaş ve sistemik hastalıklar değerlendirilmelidir. Ameliyat sonrası takiplere yönelik skorlama sistemlerinin geliştirilmesi ile hastaların takiplerinin daha kolay, anlaşılır ve basit bir şekilde ortaya konulabileceğini, böylece hastanın mortalitesini ve morbiditesini etkileyen risklerin hasta takiplerinde göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünüyoruz.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/209 Review Of Breast Diagnosis Detection and Classification Based on Machine Learning 2023-03-14T16:24:36+03:00 Zeyad A. khalaf 2028150057@ogrenci.karabuk.edu.tr Nehad T.A Ramaha yazar@as-proceeding.com <p>The most frequent kind of cancer among females is breast cancer (BC). Imaging techniques including mammography, MRI, and ultrasound are often used for diagnosis and screening. Although mammography and ultrasound imaging have improved greatly over the years, they still have their limitations, particularly in the presence of thick breast parenchyma, when it comes to detecting tumors and distinguishing between malignant and benign ones. When compared to other methods for detecting and diagnosing lesions, MRI has the highest specificity and sensitivity because of the superior picture quality it provides. However, even MRI has limitations, notably for diagnosis, that are only partly alleviated by combining it with mammography. Because of the limitations of these imaging methods, patients sometimes have to undergo painful and expensive optics operations only to be sure of a diagnosis. Numerous computational strategies have been developed to improve the sensitivity of BC diagnosis and screening without compromising specificity. Radionics, in particular, is gaining interest in oncology as a method of improving all three of these facets of cancer treatment. The term "radiomics" refers to the practice of extracting various quantitative aspects from a single or several medical imaging modalities, therefore revealing qualities of pictures that are not immediately evident and substantially increasing the diagnostic and prognostic utility of medical imaging. The purpose of this article is to offer a brief summary of the current state of radionics research for BC. The majority of the data points to the promising potential of radiomics in breast cancer diagnosis, classification of BC subtypes and grades, and prognosis of treatment success and recurrence. Several aspects of breast cancer care, including diagnosis, prognosis, prediction, monitoring, image-based intervention, and evaluation of therapy response, stand to benefit from radiomics in the era of personalized medicine.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/210 SupercapBattery performances of rGO/Fe2O3/PEDOT hybrid nanocomposites 2023-03-14T16:38:05+03:00 Murat ATES mates@nku.edu.tr Efkan GUL yazar@as-proceeding.com Fatih NACAK yazar@as-proceeding.com <p>In this study, 3 different materials were combined to form hybrid nanocomposite for SupercapBattery applications. Reduced graphene oxide (rGO), iron (III) oxide (Fe2O3), and poly(3,4- ethylenedioxythiophene) (PEDOT) were used as a component of nanocomposites. Electrochemical performances were performed by cyclic voltammetry (CV), galvanostatic charge / discharge (GCD) and electrochemical impedance spectroscopy (EIS) measurements. EIS measurements were analyzed by Nyquist, Bode-magnitude, Bode-phase, and Admittance plots. Long-term stability tests were obtained by CV method using 1000 charge/discharge performances at a scan rate of 100 mV×s-1 . The highest specific capacitance was calculated as Csp= 1129.38 F×g-1 at 2 mV×s-1 (electrode weight was obtained as 15,7 mg).</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/211 50 Yaş Üstü Bireylerde Fazla Kilonun Yürüyüş Enerjisi ve Parametrelerine Etkisi 2023-03-14T16:41:40+03:00 Ziya YILDIZ ziyayildiz@isparta.edu.tr <p>Yaşlanmayla beraber yürüme hızının ve adım uzunluğunun azaldığı, enerji sarfiyatının ve kadansın arttığı bilinmektedir. Yaştan bağımsız olarak vücut kitlesindeki değişimler yürümeyi etkilemektedir. Yaşlılarda ve obezlerde yürüyüş parametrelerindeki değişim sık bahsedilmektedir. Fakat henüz yaşlı sayılmayan 50 yaş üstü fazla kilolu bireylerin yürüyüş parametrelerinde değişim literatürde yetersiz kalmıştır. Bu çalışmada 50 yaş üstü fazla kilolu bireylerin, normal kilolu kontrol grubuna göre yürüyüş parametrelerindeki değişimi ortaya koymak amaçlanmaktadır. Metod: 35 sağlıklı bireyin verilerinde retrospektif olarak çalışma gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların yürüyüş salınımı ivmeölçerle, yürüyüş enerjisi indirekt kalorimetreyle ölçülmüştür. Bireyler vücut kitle indekslerine göre normal ve fazla kilolu; cinsiyetlerine göre iki gruba ayrılmıştır. Bulgular: Fazla kilolular, normal bireylere göre daha hızlı yürümektedirler (p=0,03). Fakat adım uzunlukları daha düşük bulunmuştur (p=0,003). Cinsiyetler arasında erkekler kadınlara göre daha fazla lateral salınım (p&lt;0,01) ve daha büyük adım uzunluğuna (p=0,05) sahiptir. Kadans kadınlarda daha fazlaydı (p&lt;0,01). Tartışma ve Sonuç: Fazla kilolu bireyler adım uzunluğunu kısaltarak, extremite hızını arttırmış ve yürüyüş enerjisinde oluşabilecek artışı dengelemiş olabilir. Ya da yürüme esnasındaki enerji harcamasını tolere etmek için erkekler lateral salınım sağlayarak, kadınlar kadans ve adım uzunluğunda değişiklere giderek dengelemiş olabilir. Çalışmamız yaşlanma sürecine girmiş 50 yaş üstü bireylerin cinsiyet ve vücut kitlesine bağlı yürüyüşte meydana gelecek parametreleri ortaya koymaktadır.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/1676 Modeling of a New H-C Shape Non-Periodic Metamaterial Resonator (HC-SRR) for Multi-band Applications 2024-01-03T01:42:43+03:00 Berka Mohammed m.barka@univ-mascara.dz Umut Ozkaya uozkaya@ktun.edu.tr Mokhtar Besseghier m.barka@univ-mascara.dz Mourad Hebali m.barka@univ-mascara.dz Amina Bendaoudi m.barka@univ-mascara.dz Zoubir Mahdjoub m.barka@univ-mascara.dz <p>Multi-band structures contribute in one way or another to the miniaturization of microwave circuits. These structures have the advantage of providing the same electronic function for different frequency bands and for a single compact circuit. In this work, a new metamaterial resonator is modeled for multi-band applications. The proposed structure is a non-periodic split-ring resonator of H-C shape (HC-SRR). The copper patch of the HC-SRR is printed on the upper side of the used dielectric substrate which is Rogers RO 4003 of physical characteristics (ε_r=3.55 and tgδ=0.0027). The electrical dimensions of the HC-SRR basic cell are optimized at (0.41λ_0×0.42λ_0), where λ_0 is the free space wavelength calculated at the lowest operating frequency which is 8.22 GHz. The HC-SRR is modeled based on its equivalent electrical circuit containing the (L_s-C_s) series branches. Other physical characteristics of the proposed resonator are obtained such as permeability and electric field to justify the impact and efficiency of HC-SRR for multi-band applications.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/217 Sustainability in Building Design: A Comparative Study of Conventional and Energy Efficient Designs using BIM in Lahore, Pakistan 2023-03-14T21:33:01+03:00 Tehreem Shakoor tehreemshakoor133@gmail.com Burhan Ahmad yazar@as-proceeding.com Mahnoor Arif yazar@as-proceeding.com Tanveer Younas yazar@as-proceeding.com <p>Global energy consumption is increasing rapidly. Pakistan is also facing a severe energy crisis. Lahore, second-largest city in Pakistan, experiences extreme weather conditions, leading to high demand for cooling energy and increased energy consumption. This paper aims to explore the use of energy-efficient practices and building designs to mitigate the impact of energy consumption. It presents a methodology for energy simulation modelling of a residential house using Revit for BIM and GBS for energy analysis. It details the process of modelling the house in Revit, making energy settings, exporting Revit model to a gbxml file, and then analyzing the energy model using GBS. After finalizing best design alternative, modifications are made to the Revit model. Finally, the impact of photovoltaic analysis on energy consumption and cost is determined. The results demonstrate the effectiveness of energy conservation measures (ECMs) in improving energy efficiency of buildings. Incorporating best design alternative resulted in a 40% increase in sustainability and cost-effectiveness, with a saving of PKR.113K/year. Furthermore, the installation of solar panels resulted in a cost saving of PKR.76K/year. Making all the changes collectively, including insulation of roofs and walls, shading and glazing of windows, occupancy and daylight sensors, and solar panels, resulted in total saving 65% of the annual energy consumption, which supports this study despite the cost increment of 1.1 million in initial investment cost. The findings can be used as a basis for developing sustainable building designs that can contribute to a greener environment and promote a sustainable future.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/218 Global Trends for Fibre Production and Marketing 2023-03-14T21:45:09+03:00 Erhan Kenan ÇEVEN yazar@as-proceeding.com Gizem KARAKAN GÜNAYDIN ggunaydin@pau.edu.tr <p>Textile consumers’ fiber preference varies owing to environmental, social, and economic impacts every year. The world population has increased and because of this, new ways for a sustainable textile production have been more focused. The requirement of more responsible utilization of world resources has become more aware in recent years. Due to the restriction of energy sources among the world; There should be a transition from fossil-based fibers to preferred sources. Hence new variations such as recycled ,biobased fibers are more considered with a sustainable manner. This study generally gives a general information about the latest preferred fibre types and the main fibre production strategies considering the low consumption of natural sources.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/219 E-wallet: The Mediating Effect of Innovation Characteristics on the Relationship between Network Externalities, Attitude and Brand Image 2023-03-14T21:49:46+03:00 Ezlika Mohd Ghazali yazar@as-proceeding.com Nazean Jomhari yazar@as-proceeding.com Nurul Aswani Ahmad Alias yazar@as-proceeding.com Wong Hui Meng yazar@as-proceeding.com <p>– Technology development has brought about an innovation known as e-wallet that simplifies how financial transactions operate nowadays. This paper aimed to explore the effects of network externalities (NE) by incorporating innovation characteristics from diffusion of innovation (DOI) theory as a mediating factor in analyzing the parallel relationship of NE with attitudes and the serial relationship of NE with brand image. The data was analyzed using the PLS-SEM technique. The findings concluded that NE significantly and positively influences the attitudes and brand image of e-wallet. Furthermore, the results show that relative advantage, compatibility, and perceived ease of use derived from DOI all positively and significantly mediate the relationship of NE with attitudes and brand image of the e-wallet. Among these, compatibility is the most impactful factor in mediating all the defined relationships. However, observability and trialability are found to be insignificant as mediators in either parallel or serial mediation of this study. The outcomes of this study contribute to the literature on e-wallet that explores the relationship of NE with attitudes and the study of brand image as well as the mediation effect of innovation characteristics in these relationships.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/220 Dimensionally Adjustable Metamaterial Signal Absorber Design for Microwave S-Band Applications 2023-03-14T21:56:08+03:00 Yunus Kaya ykaya@bayburt.edu.tr <p>– In this study, the signal absorption of metamaterials was discussed and for this aim, a design capable of perfect signal absorption was realized. The suggested structure consists of a copper resonator on the front surface of the dielectric material and completely copper on the back surface. Accordingly, the suggested design was designed with a finite integration technique (FIT) based simulation program and numerical results were obtained. According to the results obtained from the suggested absorber design, the metamaterial absorber is able to absorb the incoming signal at a rate of 99.88% at a frequency of 3.2091 GHz. In addition, the suggested absorber design can be adjusted parametrically, and the absorption frequency and high absorption rate can also be adjusted in the microwave S-band (2–4 GHz).</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/221 Pirolitik Yakıtın Dizel Motor Performansı ve Emisyonlarına Etkisi 2023-03-14T22:00:04+03:00 Halil İbrahim Sönmez h.ibrahimsonmez@gmail.com Aykut Safa yazar@as-proceeding.com <p>Her geçen gün artan enerji ihtiyacıyla beraber enerji kaynaklarının azalması, araştırmaların alternatif enerji kaynaklarına ve atıktan enerji dönüşümüne yönelmesine yol açmıştır. Çevresel açıdan kirliliğin önlenmesine yönelik kısıtlamalarda günden güne artmaktadır. Bu kapsamda araştırmacıların atık lastiklerin dönüşümü ve enerji talebini karşılamaya yönelik çalışmaları artmaktadır. Bu çalışmada da atık lastiklerden elde edilmiş pirolitik yakıtın, tek silindirli bir dizel motorda, %10 ve %20 oranlarında oluşturulan karışımlarıyla, motor performansı ve emisyon sonuçları değerlendirilmiştir. Maksimum gücün elde edildiği 2800 d/d motor hızında gerçekleştirilen deneylerde, dört farklı motor yükünde, silindir içi basınçlar, özgül yakıt sarfiyatı, termik verim, NOx, CO ve HC emisyon verileri belirlenmiştir. Elde edilen verilere göre pirolitik yakıtın tutuşma gecikmesinin artmasına ve P20 yakıtının en yüksek CO ve HC emisyonlarına neden olduğu görülmüştür. Tam yük koşullarının emisyonları kötüleştirdiği ancak özgül yakıt sarfiyatını düşürdüğü belirlenmiştir.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/223 KAPİTALİST DÜNYA EKONOMİSİ BAĞLAMINDA WEBER, MANDEL, POLANYİ VE GİLPİN AÇISINDAN AZ GELİŞMİŞLİK SORUNSALI VE GELİŞMİŞLİK OLGUSU 2023-03-15T17:42:33+03:00 Erdi Kutlu erdikutluuu@gmail.com <p>Kapitalist dünya ekonomisi içinde yer alan birçoğu gelişmiş ülkelerden yakın sayılabilecek tarihlerde bağımsız olan veya uzun yıllar boyunca sözde bağımsızlık durumuna sahip olan ülkeler geçmiş dönemlerde Batılı emperyalist devletlerin sömürdüğü ülkeler bağlamında bir tarihsel geçmişe sahiptirler. Günümüzde bağımsızlıklarını kazanan bu ülkeler sanayileşmelerini tamamlayamadıklarından gelişmekte olan ülkeler statüsünde bulunmaktadırlar. Farklı teorik yaklaşımlara sahip dört yazar açısından gelişmişlik ve az gelişmişliğin açıklanması temelinde oluşturulan bu çalışmada ulusların kalkınmışlık durumlarının daha iyi anlaşılabilmesi için iktisadi, politik, kültürel, psikoloji ve sosyolojik yaklaşımı içeren bütüncül yaklaşımın kullanımı önemli görünmektedir. Özellikle üçüncü dünyanın geri kalmışlık olgusunun daha iyi anlaşılabilmesi için ekonomik kalkınma ve toplumsal faktörler arasındaki ilişkiyi belirten göstergeler ülkeler nezdinde kalkınmanın bize toplumsal ve ekonomik bağlantılarını göstermektedir. Aynı zamanda çalışmada gelişmekte olan ülkelerin gerçek kalkınma gerçekleştirebilmesi için dört yazarın teorileri mukayese edilerek az gelişmişliğin ülkelerin kaderi olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/224 BÖLGESEL ALT SİSTEMLER ÖLÇEĞİNDE DEMOKRATİK BARIŞ VE ÇOĞULCU GÜVENLİK TOPLULUĞUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ: AVRUPA ALT SİSTEM ÖRNEĞİ 2023-03-15T17:44:44+03:00 Erdi Kutlu erdikutluuu@gmail.com <p>Bölgesel alt sistemler düzeyinde demokrasinin doğduğu ve yerleştiği günümüzde de önemini yoğun bir biçimde koruduğu Avrupa alt sistem düzeyinde kalıcı barışın sağlanabilmesi açısından iç ve dış dinamiklerin incelendiği çalışmada, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da çoğulcu güvenlik topluluğunun oluşumunun Avrupa alt sistem düzeyinde kalıcı barışı sağladığı savunulmaktadır. Büyük yıkımlar yaşamış Avrupalı demokratik devletlerin geçmişlerinde sahip oldukları içsel, bölgesel ve konjonktürel dinamikler sonucunda savaş ortamı belirmiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrası bölgesel ve konjonktürel dinamiklere bağlı olarak oluşturulan çoğulcu güvenlik topluluğu günümüz Avrupalı liberal demokrasiler arasında çatışma ortamını sona erdirmiş ve yeni bir savaş ortamı oluşmasını da olanaksız hale getirmiştir.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/225 Malpraktis Konulu Lisansüstü Çalışmaların Bibliyometrik Analizi 2023-03-15T17:47:11+03:00 Gökçe ŞAHİN gkcsahin.54@gmail.com <p>– Sağlık çalışanları hastalara karşı gerçekleştirmiş oldukları tedavi ve uygulamaları meslek etik ilkeleri çerçevesinde sağlamakla mükelleftir. Bu etik ilkelerin başında yarar sağlama ve zarar vermeme ilkeleri gelmektedir. Sağlık çalışanları olarak doktor ve hemşireler gün içerisinde birçok hastayla temasa geçip birçok tedavi ve uygulamada bulunmaktadır. Bu tedavi ve uygulamalar sırasında dikkatsizlik, tedbirsizlik ve yetersizlikten dolayı bazı hatalar gerçekleşebilmektedir. Yapılan bu hatalar tıbbi hata veya malpraktis olarak ifade edilmektedir. Malpraktis temel etik ilkelerin bilerek ya da bilmeyerek ihmal edilmesi şeklinde de tanımlanabilir. Her ne kadar malpraktis ve ya tıbbi hata, yeni bir kavram olarak son yıllarda gündeme gelse de gelişmiş ülkelerde uzun yıllardır tartışılan bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kapsamda çalışmamızda Türkiyede yapılmış olan lisansüstü tezler yöktez veri tabanında malpraktis anahtar kelimesiyle filtrelenerek incelenmiş ve bibliyometrik analizi gerçekleştirilmiştir. Çalışmamızın bulgularında Türkiye de yapılan malpraktis konulu lisans üstü çalışmaların belirli bir olgunluk seviyesine ulaşmadığı tespit edilmiştir. Bu kapsamda kamu ve özel sağlık sektörü temsilcilerine, sağlık çalışanlarına ve akademisyenlere önerilerde bulunulmuştur.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/226 Tarihi Çobançeşme Köprüsü’nün Yapısal Analizi 2023-03-15T17:50:01+03:00 Ahmet Yavuz ŞAHİN a.yavuzsahin@gmail.com <p>Bu çalışmada beklenen İstanbul Depremi için binalarda kentsel dönüşüm ve güçlendirme çalışmaları yapılırken İstanbul açısından kültürel miras olarak görülen Ayamama Deresi üzerinde bulunan ve İlk Roma Dönemi eserlerinden olduğu tahmin edilen Çobançeşme Köprüsü’nün yapısal davranışı incelenmiştir. Ayamama Deresi’nin yatağı değiştirildiğinden Çobançeşme Köprüsü günümüzde aktif olarak kullanılmamaktadır. Çobançeşme Köprüsü kesme taş işlemi ile gerçekleştirilen kemer formlu köprü olma özelliği ile öne çıkmaktadır. Altı adet kemer gözü bulunan köprünün uzunluğu 38,9m, genişliği 4,2m ve kemer açıklıkları değişkenlik göstermekle birlikte en genişi 3,6m’dir. Çalışma kapsamında sonlu elemanlar yöntemi kullanılarak Sap2000 programında statik analizler gerçekleştirilmiştir. Analizler sonucunda İstanbul için önemli tarihi kültürel miras olarak görülen Çobançeşme Köprüsü’nün korunması için ilgili kurumlara ve akademisyenlere önerilerde bulunulmuştur.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/227 Karlıca İntrüzyonunun (Bayburt, KD Türkiye) Jeolojik ve Petrografik Özellikleri 2023-03-15T17:52:00+03:00 Abdullah Kaygusuz abdullah.kaygusuz@gmail.com Alaaddin Vural yazar@as-proceeding.com <p>Bu çalışmada, Bayburt kuzeyinde yer alan Karlıca İntrüzyonu'nun jeolojik ve petrografik özellikleri belirlenmiştir. Çalışma sahasının taban kayaçları Eosen yaşındaki andezit, bazalt ve piroklastikdir. Bu birimler eş yaştaki Karlıca İntrüzyonunca kesilmekte ve Kuvaterner yaşlı alüvyonlarca uyumsuz olarak örtülmüştür. Karlıca İntrüzyonu 3 km2’lik bir alanda elips şeklli olarak yüzeylenmektedir. İntrüzyon granodiyorit ve monzogranit bileşimli kayaçlardan oluşmaktadır. Petrografik olarak ince-orta taneli, yer yer porfirik ve mikrografik dokuya sahiptir. Kayaçları oluşturan mineraller başlıca plajiyoklas, kuvars, ortoklas, piroksen, amfibol ve biyotitlerdir. Tali mineraller ise zirkon, apatit ve Fe-Ti oksitlerdir. İntrüzyonu oluşturan kayaçlardaki plajiyoklaslar An37-22 bileşimindedir ve andezin ve oligoklas türündedir. Kayaçlardaki opak mineraller ise magnetit, daha az miktarda ilmenittir. İncelenen örnekler KAP diyagramında orta K2O içerikli kalk-alkalen trend gösterirler.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/234 TİTREK KAVAK (POPULUS TREMULA) YAPRAKLARININ ELEMENT BİRİKTİRME KABİLİYETİNE DAİR 2023-03-15T19:19:10+03:00 Zafer Çakır zafer.cakir@alanya.edu.tr Alaaddin Vural yazar@as-proceeding.com <p>Bu çalışma kapsamında titrek kavak (Populus tremula) ağacının topraktan element biriktirme kabiliyetinin matematiksel modellemesinin yapılması amaçlanmıştır. Bu kapsamda, hidrotermal alterasyona maruz kalmış bölgede (Avliyana – Gümüşhane / Türkiye) belli aralıklarla toprak örnekleri ve toprak örneklerinin alındığı kesimde yetişmiş titrek kavak ağaçlarından da yaprak örnekleri alınmış ve element içeriklerinin tespit edilmesine yönelik olarak analizleri gerçekleştirilmiştir. Toprak ve yapraklardaki element içerikleri değişik istatistiksel metotlarla değerlendirilmiş ve titrek kavak yapraklarının element biriktirme kabiliyetleri matematiksel olarak modellenmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda titrek kavak yapraklarının topraktan element alma kabiliyetleri Freundlich fonksiyonu baz alınarak modifiye bir yöntemle belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışma sonucunda Freundlich fonksiyonundaki a ve b katsayılarının 4. dereceden bir yaklaşım polinomu kullanılarak hesaplanmasının belirgin 2 önemli avantaja sahip olduğu tespit edilmiştir. Tespit edilen birinci avantaj kullanılan modelle elde edilmiş grafikler Freundlich fonksiyonu ile elde edilmiş grafiklere göre daha anlaşılır ve gerçekçi olmasıdır. İkinci avantajı ise toprak ve aynı toprak üzerinde yetişmiş kavak yapraklarının element içerikleri arasındaki regresyon modelinin daha çok noktadan geçecek şekilde oluşturulmasına imkan vermesidir.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/235 TEKSTİL VE MODADA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇERÇEVESİNDE ÇEVRE DOSTU BİR UYGULAMA: EKOLOJİK BASKI 2023-03-15T19:30:09+03:00 Nuray Öz Ceviz nuray.ceviz@marmara.edu.tr Özge Ural yazar@as-proceeding.com <p>Tekstil endüstrisinde kullanılan kumaşlar, insanların süslenme, giyinme ihtiyaçları ile şekillenerek baskı tekniklerinin gelişmesine yol açmıştır. Kimyasal malzemeler kullanılarak geniş renk skalası ile yapılan bu işlemler, insanların öze dönüş istekleri ve doğa ile iç içe olmaları arzusu ile endüstrinin çevreye verdiği zararlar göz önünde bulundurulduğunda sıkıntı yaratmakta ve bireyler doğal malzemeler ile kıyafetlerini süsleme yoluna gitmektedirler. Zira tekstil ve moda endüstrisinin çevreye verdiği zarar, doğal kaynakların hızlı bir şekilde tüketiliyor olması, ana kaynaklarımız olan toprak, su ve havanın kirletilmesi ciddi boyutlarda ekonomik, ekolojik ve sosyal olarak problemlere sebebiyet vermektedir. Dolayısıyla doğal olana ve doğaya dönüş düşüncesinin yaygınlaşması ile birlikte sanayi ve sanatın birleşmesi doğal baskı yöntemlerini geliştirmiştir. Tekstil ve moda endüstrisinde sürdürülebilirlik konularının sağlanabilmesi çevre etkisinin araştırılması açısından önem arz etmektedir. Ekolojik baskı uygulamaları çevre dostu bir üretim yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Amerika’da ortaya çıkan Flower-Power akımı ile de tekstil ürünlerinde çiçek, yaprak gibi doğal malzemelerde baskı yöntemlerinin uygulandığı görülmektedir. Ekoprint ya da ekolojik baskı olarak adlandırılan bu durum bu çalışmanın konusunu oluşturmakta olup, çalışma kapsamında %100 pamuk müslin kumaşa mordanlama işlemi uygulanmış ve doğada bulunan çeşitli ağaç ve bitkilerden toplanan yaprak ve çiçekler kullanılarak ekolojik baskı tekniği uygulanmıştır. Uygulama sonrasında elde edilen yüzeyde bitkilerin verdiği renkler incelenmiştir. Tekniğin uygulanması ile ilgili ayrıntılar paylaşılmış ve koruma – devamlılık sağlama üzerine bilgiler verilmiştir. Ayrıca ekolojik baskının avantaj ve dezavantajlı konuları irdelenmiştir.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/236 Classification of Otoendoscopic Images with the Developed Textural Based Artificial Intelligence Model 2023-03-15T19:33:23+03:00 Orkun EROĞLU erogluorkun23@gmail.com Muhammed YILDIRIM yazar@as-proceeding.com <p>Many ear diseases can be diagnosed with the findings obtained by otoendoscopic examination, thus enabling early diagnosis and treatment. The inadequacy of accurate diagnosis rates in primary health care institutions and the difficulties in reaching otolaryngologists in rural areas can cause delays in the diagnosis of otological pathologies and sometimes complications. These obligatory needs make it even more important to use computer-aided systems to accurately identify ear diseases. In this paper, a texturalbased hybrid model has been developed for the classification of otoscope eardrum images. In the developed model, feature extraction was performed using LBP and HOG methods. From the features obtained from the feature maps obtained by the LBP and HOG methods, 500 features were selected each by using the Relief method. After the selected features were combined, the combined feature map was classified at different classifiers accepted in the literature. In the study, an accuracy value of 93.8% was obtained. This result demonstrates the potential of the suggested methodology for categorizing otoscope eardrum images.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/237 GREENHOUSE GAS (GHG) EMISSIONS OF CONCRETE DURING ITS LIFE CYCLE: A REVIEW 2023-03-15T19:35:46+03:00 Muhammad Faizan Arshad faizanarshadmalik30@gmail.com Mehran Sudheer yazar@as-proceeding.com <p>One of the most commonly used building materials, concrete is consumed at around 25 gigatonnes annually. Manufacturing of concrete and cementitious material produces GHGs that are currently the most important environmental impacts. Knowing and reducing the adverse environmental effects of concrete and other construction materials many manufacturers are interested in sustainable concrete production. Concrete production significantly increases greenhouse gas emissions and strains the ease of access to natural resources like water. Accordingly, the need for concrete is expected to grow during the next 50 to 100 years, prompting the development of solutions to reduce its adverse effects on the environment. In terms of carbonation, maintenance and rehabilitation, other indirect emissions, and recycling operations, the use of concrete and its end-of-life phases can have a tremendous impact on the life cycle GHG emissions of concrete. This paper reviews concrete's life cycle and post-life emissions of greenhouse gases and the effects of carbon emission on the globe from the production of cement, its transportation, and its usage. Additionally, the use of heavy equipment in the extraction of coarse and fine aggregates from the earth's surface contributes significantly to the creation of carbon emissions.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/238 S- rGO/Fe2O3/PANI nanocomposite Synthesis and Energy Storage Applications 2023-03-15T19:39:37+03:00 Murat ATES mates@nku.edu.tr <p>– In this study, 3 different materials were combined to form hybrid nanocomposite for SupercapBattery applications. Sulfur doped reduced graphene oxide (S-rGO), iron (III) oxide (Fe2O3), and poly(aniline) (PANI) were used as a component of nanocomposites. Electrochemical performances were performed by cyclic voltammetry (CV), galvanostatic charge / discharge (GCD) and electrochemical impedance spectroscopy (EIS) measurements. EIS measurements were analyzed by Nyquist, Bodemagnitude, Bode-phase, and Admittance plots. Long-term stability tests were obtained by CV method using 1000 charge/discharge performances at a scan rate of 100 mV×s-1 . The highest specific capacitance was calculated as Csp= 157.42 F×g-1 at 2 mV×s-1 (electrode weight was obtained as 13.4 mg).</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/239 Investigation of Thermodynamic Exhaust Line Losses of Hermetic Piston Compressor by FSI Method 2023-03-15T21:48:41+03:00 Aykut Bacak aykut.bacak@std.yildiz.edu.tr Ali Pınarbaşı yazar@as-proceeding.com <p>In the past few years, energy efficiency has become more critical because of the rise in the number of devices used in homes, the increase in the price of energy units, and the difficulty of getting energy. In addition to these worries, the laws passed about how energy is used in home appliances have made energy efficiency an essential factor in these devices. Hermetic reciprocating compressors are the heart of the refrigerator. They provide the circulation needed for the cooling process and use the most electricity in home refrigerators. Because of the compressor's importance, it is imperative to make it work better. This study used the fluid-solid interaction (FSI) method and CONVERGE CFD software to look at the thermodynamic performance of the hermetic reciprocating compressor, including the movement of the reed valves. The thermal performance of a refrigerator compressor using R600a under ASHRAE (54.4°C/- 23.3°C) operating conditions was measured numerically and compared to the experimental results. Under ASHRAE operating conditions, the compressor's compression work converged by 2.1%, 1.79.%, and 5.4% for 1300, 2100, and 3000 RPM, while the cooling capacity converged by 3.0%, 1.28.%, and 2.12.%, respectively. In the investigation, the suction, discharge, and cylinder pressures and the displacements of the suction and discharge reed valves were compared to data from experiments.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/240 Otonom Araçlar İçin Uçtan-Uca Gerçek Zamanlı, Hataya Dirençli Davranışsal Tahmin Modülü 2023-03-15T22:04:03+03:00 Tolga KAYIN tlg_kayin@hotmail.com Çağatay Berke ERDAŞ yazar@as-proceeding.com <p>Şehirleşmenin, nüfus yoğunluğunun git gide arttığı dünyada ulaşım yöntemleri de çeşitlenmekte ve insansız araçların kullanımı yaygınlaşmaktadır. İnsansız araçlar görevlerini otonom yapabilmeleri için canlılarla benzer şekilde kendi konumlarını, çevreyi algılamaları ve çevresel faktörlerin olası hareketlerini/güzergahlarını tahmin edebilmeleri gerekmektedir. Otonom araçlarda aracın doğru planlama yapabilmesi için çevresindeki nesnelerin gelecekte olabileceği konumu yüksek başarımla tahmin edilebilmesi aracın ve çevresindeki faktörlerin güvenliği için son derece önemlidir. Davranışsal tahminleme modülü olmayan bir otonom araç bütün nesneleri statik kabul edip ona planlama yapar fakat otoyol koşulları ya da şehir trafik senaryolarında araçların ya da yayaların olası güzergahları hesaba katılmadığında kaza kaçınılmaz olacaktır. Bu çalışmada tehlikeleri önlemek amacıyla hızlı ve başarılı bir robotik davranışsal tahmin modülü geliştirilmiştir.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/241 Karbon Nanotüplerin Çevresel Uygulamaları 2023-03-15T22:06:56+03:00 Mehmet Pişkin mehmetpiskin@comu.edu.tr <p>Tehlikeli organik ve inorganik kirleticilerin verimli bir şekilde ortadan kaldırılması, çevre ve canlı organizma üzerindeki zararlı etkilerinden dolayı ekolojik açıdan zor bir görev olmaya devam etmektedir. Dünyamız, suyun aromatik bileşikler veya ağır metal iyonları tarafından kirlenmesi gibi önemli çevresel sorunlarla karşı karşıyadır. Bu kirleticileri uzaklaştırmanın en popüler yöntemlerinden biri, eser miktarda istenmeyen kimyasalları giderebilen adsorpsiyondur. Mekanik dayanıklılık, elektriksel ve termal iletkenliğin yanı sıra kararlılık açısından üstün malzemeler arasında en üst sırada yer alır karbon nanotüplerin çevresel olarak zararlı veya endüstriyel olarak ilgili olan çok çeşitli gaz veya sıvı adsorpsiyonuna uygulanabilirliğini destekleyen spesifik aktif bölgeleri dahil etme konusunda doğal bir yeteneğe sahiptir. Bu özellikler, çevresel sistemlerde proaktiften (çevresel bozulmanın önlenmesi, enerji verimliliğinin optimize edilmesi) geriye dönük (atık suyun yeniden kullanımı, kirletici dönüşümü) kadar yakın ilerlemeler sunar. Bu çalışmada, çeşitli toksik kirleticileri gidererek çevreye katkısı için, çevreci malzemeler olan çeşitli modifiye edilmiş karbon nanotüplerin performansı incelenmiştir.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/242 Causality between Corruption and Poverty: An application to Western Balkan countries 2023-03-15T22:09:24+03:00 Emi Malaj emi.malaj@univlora.edu.al <p>The main goal of this article is the investigation of the causal relationship between poverty and corruption in Western Balkan countries. The considered time period is from 2013 to 2021. The vast majority of empirical papers have shown a negative correlation between corruption and economic growth, or between the corruption index and poverty indicators; countries with less corruption experience more economic growth and less poverty. Higher levels of corruption are also related to a higher economic, financial and social inequality, and to a higher number of people living above the poverty line. Corruption discourage foreign direct investments, compromise the quality of public services and infrastructure, and reduce tax revenues.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/243 SOME SYSTEMATIC DATA FOR STINK BUGS (PENTATOMIDAE) IN KRUJA REGION 2023-03-15T22:11:58+03:00 Halimi Eltjon eltjon.halimi@fshn.edu.al Bara Gezim yazar@as-proceeding.com <p>This study present a systematic and ecological analysis to the family Pentatomidae, Stink Bugs (Hemiptera), in the different ecosystems of Kruja region (Albania). The collection of biological material is performed during the period 2019- 2021. The study represents 14 genus and 19 species. By analyzing the collected material, genus Carpocoris is represented with more species, 3 specie respectively and frequency 15.79%. Habitats of Droja station are represented by more species than the other stations, with 14 species and a frequency of 73.68%, with less species Boje station with 8 species and a frequency of 42.11%. Based on the “Jaccard index of similarity coefficient”, Droja and Bret have a higher similarity coefficient than the other stations, of 47.05%, with the lowest coefficient are Boje with Mali Kruje stations with 5.26%, showing a similarity of the ecological factors between these stations, which means a similarity between these habitats.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/244 A proven case of Gossypiboma 2023-03-15T22:14:18+03:00 Durim CELA yazar@as-proceeding.com Blerina SARACI QIRINXHI saraci.blerina@gmail.com Mirela CELA yazar@as-proceeding.com <p>This Clinical Presentation Patient data: D.S female, 40 years old, 11 months after C-section, presents with a palpable mass in the right hypochondrium, with no specific symptoms. Imagines Finding On ultrasound examination, is found a round lesion, with heterogenous (hyperechoic and anechoic) content, thick walled, with marked posterior shadowing. The patient underwent contrast enhanced MRI; in the right mesogastric region is noted a thick-walled cystic formation with numerous linear structures within, measured up to 122x110x80 mm. Discussion The diagnosis of gossypiboma is a challeng because it can resemble a benign or malignant tumour. The imaging features of Gossypibomas are also not very specific. The correct diagnosis may require multimodality approach and correlation with history. Conclusion Retained foreign body (RFB) should always be considered in the differential diagnosis of any postoperative patient who presents with pain, infection, or palpable mass or with unusual symptoms.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/245 A New Image Encryption Algorithm 2023-03-15T22:18:22+03:00 Fırat Artuğer firatartuger@munzur.edu.tr <p>With today's developing technologies, the need for new image encryption algorithms is increasing. Image encryption algorithms based on S-box and chaotic structures are a very popular topic. In this study, a new image encryption algorithm is proposed using different s-box structures. In the proposed method, an s-box is first obtained by using a chaotic map. Then, zig-zag scanning method is applied to this s-box structure and a new s-box is obtained. With the new s-box obtained, XOR operation is applied to the first 256 pixels from the image. This data obtained later is mixed by passing through the s-box structure created with the chaotic map at the beginning. In this way, the encryption process is completed when all blocks of the image are processed.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/246 Digital Transformation is the New Norms in Construction Industry 2023-03-15T22:26:13+03:00 Muhamad Shafiq Johari m.shafiq-1998@graduate.utm.my Syamsul Hendra Mahmud yazar@as-proceeding.com <p>Covid-19 pandemic has had severe consequences for the country's economy especially in the construction industry. The Movement Control Order (MCO) period has restricted the non-critical construction industry to be temporarily suspended and under-interest to be closed. This restricts direct interaction between the parties involved in the construction phase of the project. Therefore, various digital technologies are now capable of increasing collaboration virtually, increasing employee motivation and new ways of working on new norms. The objective of this study is to identify the types of technologies used in construction projects management during the pandemic. Also, to identify the problems faced by project management in adapting digital technology and its solutions. The study method used for these objectives is through the e-questionnaire medium. It has been analysed using nominal and ordinal analysis. This study was conducted on small-medium class construction firms, G1-G5 and the large class, G6-G7 in the field of contractor and project manager during the construction phase covering the entire state of Johor, Malaysia. The results of the study found that the technology that is often used is connectivity element which is text message, email, 5th generation broadband network, cloud storage and teleconferencing. The problem is that it requires digital knowledge, skills and requires rapid access to the internet. Then, initiative that can be taken by provide skills training in technology control and the implementation of new technology transformation.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research https://as-proceeding.com/index.php/ictar/article/view/247 Developing a New Conceptual Schema for the Business Process Component 2023-03-15T22:29:45+03:00 Berraouna Abdelkader a.braouna@univ-soukahras.dz <p>Managers, market analysts, software designer, and others are eager to understand the future progression and dynamics of a market in order to optimize their business process model. This paper suggests a new approach to the conceptual schema of the business process, using MDA and component technology. The proposed method outlines the business process model using a highly abstract component-based specification, allowing for easy refinement and adjustment. The business process model can be updated by the designer through the use of model evolution rules. The design team can then refine the model according to the company manager's desired evolution scenario, guided by rules that facilitate this evolution.</p> 2023-02-08T00:00:00+03:00 Copyright (c) 2023 International Conference on Trends in Advanced Research