https://as-proceeding.com/index.php/ijanser/issue/feedInternational Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researches2025-05-31T00:00:00+03:00IJANSERinfoijanser@gmail.comOpen Journal Systems<p>International Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researches (IJANSER) publishes regular research papers, reviews, letters, and communications covering all aspects of engineering and natural sciences. Our aim is to publish novel / improved methods/approaches of these field to benefit the community, open to everyone in need of them. There is no restriction on the length of the papers or colors used. The method/approach must be presented in detail so that the results can be reproduced.</p>https://as-proceeding.com/index.php/ijanser/article/view/2640A Secure IoT-Based System for Real-Time Industrial Safety Monitoring in Hazardous Environments 2025-05-09T13:52:03+03:00Farah Nazar Ibraheemfarah_nazar80@uomosul.edu.iq<p>Industrial environments are prone to hazards like toxic gas leak, fire outbreak, extreme <br>temperature changes, etc., which can result in injuries to personnel, damaging equipment or stopping <br>production altogether. Traditional security systems are not able to provide real-time response, are not <br>scalable, and do not integrate with modern cloud-based operations analytics. Real time monitoring system <br>to monitor different Environmental hazards and keep the data secure with low cost using IoT. The next <br>proposed system is a weather station based on the architecture already having a proof of concept, using <br>microcontrollers like NodeMCUs, multi-modal sensors (gas, temperature, flame, and motion), and the <br>cloud such as ThingSpeak, Blynk for monitoring and alerting. The architecture also utilizes SSL <br>encryption, API-key-based authentication, and over-the-air updates to ensure data integrity and system <br>resilience. Use an experimental demonstration to show that it can quickly detect unsafe conditions and <br>notify people through mobile and web applications, so it can be used in factories, warehouses and <br>chemical plants. In this way, this work presented a secure, modular, and scalable framework to enrich the <br>area of occupational safety by using smart sensing, and real-time IoT communication.</p>2025-05-09T00:00:00+03:00Copyright (c) 2025 International Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researcheshttps://as-proceeding.com/index.php/ijanser/article/view/2641Geometric Modeling For Calculating Volume And Surface Area For Some Microstructures2025-05-09T13:55:46+03:00Ali Özdemiracaozdemir@gmail.com<p>Most living and non-living materials in nature have a geometric model. The geometric shapes of <br>these structures, their positions of coming together, the areas they cover, and their durability affect the <br>functionality of their entirety. Microstructures are formed within these geometric units, which are found in <br>many living and non-living materials, as well as in tissue samples that form this complex material. They <br>control and greatly assist the best and most efficient continuation of these geometric features of <br>microstructures with geometric parts. With this study, we tried to determine the geometric modeling of <br>some structures that we see around us and share our planet with. The method we applied was done by <br>identifying geometric models or shapes that most closely resemble the actual shape of the microstructures. <br>At the same time, literature information from similar studies was also used. On the other hand, literature <br>information about the geometric models and mathematical formulas of these microstructures was evaluated. <br>In addition, the structures of the geometric models obtained from these definitions were shown with figures. <br>As a result, we were able to detect the plant tissues whose microscopic structures we examined, having <br>geometric models such as prolate spheroid (Longitudinally spherical, Prolate spherical), ellipsoid, cylinder <br>2 hemispheres (Combination of the cylinder and two hemispheres).</p>2025-05-09T00:00:00+03:00Copyright (c) 2025 International Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researcheshttps://as-proceeding.com/index.php/ijanser/article/view/2642Karakter Tasarımında Protagonist ve Antagonist Arasındaki Zıtlığın Görsel Kullanımı: Arcane Örneği2025-05-09T13:58:39+03:00Ozan Küçükustaozankucukusta@gmail.comRana Nur Baysalozankucukusta@gmail.com<p>Bu çalışmada, League of Legends evrenine ait Arcane adlı animasyon dizisi üzerinden karakter <br>tasarımında protagonist-antagonist karşıtlığının kullanımı incelenmektedir. Araştırmada karakterlerin <br>görsel kimliklerinin nasıl yaratıldığı göstergebilimsel bir bakış açısıyla analiz edilmektedir. Çalışmanın <br>amacı, Arcane animasyon dizisindeki karakter tasarımlarını göstergebilimsel analiz yöntemi ile <br>inceleyerek, protagonist ve antagonistlerin karakter tasarımı bağlamında görsel öğelerle nasıl tematik <br>karşıtlık oluşturduklarını ortaya koymaktır. Bu bağlamda şekil teorisi, renk teorisi ve silüet analizi gibi <br>karakter tasarımın temel yaklaşımlarından yararlanılmıştır. Araştırma, karakter tasarımlarında kullanılan <br>grafik öğelerin görsel ifadeyi özgün ve çarpıcı bir şekilde nasıl desteklediğini ve bu göstergeler aracılığıyla <br>anlamın nasıl inşa edildiğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışma League of Legends evreni ve Arcane <br>dizisi ile sınırlı olup, örneklem dizideki karakterlerin tasarım prensiplerini yansıtma ölçütüne dayalı olarak <br>oluşturulmuştur. Çalışma, tasarım öğelerinin yalnızca karakterleri tanımlamakla kalmayıp, hikâyedeki <br>çatışmaları ve tematik karşıtlıkları da vurguladığını ortaya koymuştur. Bu, detaylı ve bilinçli bir karakter <br>tasarımının izleyicide estetik ve duygusal etki yaratmadaki önemini göstermektedir.</p>2025-05-09T00:00:00+03:00Copyright (c) 2025 International Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researcheshttps://as-proceeding.com/index.php/ijanser/article/view/2643Kurumsal Karbon Ayak İzi Tespiti: Düzce Üniversitesi Konuralp Yerleşkesi Örneği 2025-05-09T14:01:54+03:00Oğuz Şahineroguzzdahinn@gmail.com<p>Sera gazı emisyonları dünya genelinde en önemli gündem maddelerinden biri haline gelmiş <br>durumdadır. Sera gazları başta iklim değişikliği olmak üzere birçok çevresel sorunlara yol açabilmektedir. <br>Küresel ısınma ve iklim değişikliği tehdidine karşı sera gazlarını azaltıcı faaliyetlere yönelik çalışmalar <br>hız kazanmaktadır. Küresel ısınmaya doğrudan etki eden sera gazlarının başında CO2 gelmektedir. <br>Atmosferdeki CO2 miktarının sürekli artış göstermesi karbon ayak izi kavramının ortaya çıkmasına sebep <br>olmuştur. Böylece araştırmacılar farklı alanlarda karbon ayak izi hesaplama çalışmalarına yönelmişlerdir. <br>Bu çalışmada sera gazlarından biri olan CO2 emisyonları dikkate alınarak Düzce Üniversitesi Konuralp <br>Yerleşkesi’nin kurumsal karbon ayak izi belirlenmiştir. Karbon ayak izi hesaplamalarında <br>Intergovernmental Panel on Clima Change (IPCC) klavuzu esas alınmış olup Tier 1 ve Tier 2 yöntemleri <br>kullanılmıştır. Ayrıca Yerleşke sınırları içerisinde bulunan karbon yutak alanların etkisi de incelenmiştir. <br>Böylece net karbon ayak izi hesabı yapılmıştır. Buna göre yerleşkenin CO2 emisyonu, yutak alanlar <br>tarafından tutulan CO2 ve yerleşkenin net CO2 miktarı sırasıyla 4.527.977 kgCO2/yıl, 1.018.060 <br>kgCO2/yıl ve 3.509.917 kgCO2/yıl olarak belirlenmiştir.</p>2025-05-09T00:00:00+03:00Copyright (c) 2025 International Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researcheshttps://as-proceeding.com/index.php/ijanser/article/view/2644Karaman’da Satışa Sunulan Çiğ Süt Örneklerinin Bazı Mikrobiyolojik ve Fizikokimyasal Özellikleri 2025-05-09T14:05:06+03:00Sabire Yerlikayasabirebattal@kmu.edu.trEnes Arda Uralsabirebattal@kmu.edu.tr<p>Bu çalışmada Karaman ilinden toplanan dört farklı çiğ süt örneklerinde toplam mezofilik aerofilik <br>bakteri (TMAB), maya-küf, koliform bakteri, renk, briks ve pH değerleri araştırılmıştır. TMAB ve maya<br>küf açısından en düşük konsantrasyona sahip numunenin B örneği olduğu tespit edilmiştir. Ancak B örneği <br>aynı zamanda en fazla koliform bakteri içeren gruptur. Bu durum sütün sağım, depolama ve taşınması <br>sırasında hijyen ve sanitasyon kurallarına uyulmadığını gösterir. En parlak örnek C; a* ve b* değeri en <br>yüksek örnek B olarak tespit edilmiştir. A örneğinin pH değeri 6,6’dan düşük bulunmuştur. Bu da süte ağız <br>sütü veya asitliği artıracak mikroorganizmaların bulaşmış olabileceğini göstermektedir. Briks değerleri <br>analiz edilen bütün süt örnekleri için uygun bulunmuştur. Su ilavesi gibi bir hile yapılmadığı <br>düşünülmektedir. Süt insan beslenmesi açısından yeri doldurulmayacak bir besin maddesidir. Hammadde <br>olarak sütte gözlenen herhangi bir kontaminasyon, sütün işlenmesi sırasında daha da riskli bir hale <br>gelebilmektedir. Bu nedenle sütün kalite özellikleri iyileştirilerek kullanılmalı, halk sağlığı böylece riske <br>atılmamalıdır.</p>2025-05-09T00:00:00+03:00Copyright (c) 2025 International Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researcheshttps://as-proceeding.com/index.php/ijanser/article/view/2645Ankara’daki Bazı Kuyu Sularının Temel Mikrobiyolojik ve Fizikokimyasal Özellik Tespiti 2025-05-09T14:09:03+03:00Sabire Yerlikayasabirebattal@kmu.edu.trAyşe Nur Temizkansabirebattal@kmu.edu.tr<p>Kuyu sularının kalitesi insan sağlığı açısından önem taşımaktadır. Neredeyse tamamına yakınının <br>ağız kısmının açık halde olması, kontaminasyonlar için teşvik edici olmaktadır. Suyun temini amacıyla <br>kuyu içerisine salınan alet ekipmanın yeterince steril olmaması da bahsi geçen kontaminasyon kaynaklarına <br>örnek verilebilir. Bu çalışmada Ankara’nın Şereflikoçhisar ilçesinde bulunan 3 farklı kuyudan 2025 yılı <br>mart ayında 3 farklı zamanda alınan su örneklerinin bazı mikrobiyolojik ve fizikokimyasal özellikleri <br>araştırılmıştır. Bu bağlamda örnekler toplam mezofilik aerofilik bakteri sayımı (TMAB), maya-küf, <br>koliform, briks ve pH analizlerine tabi tutulmuştur. En az TMAB yükü B1 örneğinde tespit edilmiştir. Maya <br>kolonileri ise A örnekleri ile B2 örneğinde gözlenmiştir. Küf kolonilerine de sadece A örneğinde <br>rastlanılmıştır. Ancak maya kolonilerine göre küf hücrelerinin konsantrasyonu daha azdır. Su örnekleri baz <br>alındığında A, B ve H sularında sırasıyla 0.74, 0.61 ve 17.31 log kob/ml konsantrasyonunda koliform <br>bakteri tespit edilmiştir. Örneklerin pH değerleri 7.47 ile 7.81 arasında değişiklik göstermektedir. A ve B <br>sularında briks değeri 0.10 ölçülürken; H suyunda 0,40 olarak tespit edilmiştir. Tüm bu sonuçlar suların <br>yeterince steril ve kaliteli olmadığını, bu amaçla önlem alınması gerektiğini göstermektedir.</p>2025-05-09T00:00:00+03:00Copyright (c) 2025 International Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researcheshttps://as-proceeding.com/index.php/ijanser/article/view/2646Bazı Alkanna Türlerinin Anatomik Özelliklerinin İstatistiksel Karşılaştırılması2025-05-09T14:12:00+03:00Canan Özdemir cozdemir13@gmail.com<p>Bu çalışmada, havacıva otu olarak bilinen doğal bitkilerden olan, Alkanna cinsine ait iki tür <br>çalışılmıştır. Çalışma Boraginaceae familyasının bu cinsinin Alkanna froedinii Rech.fil ve Alkanna <br>cadifolia C. Koch. taksonlarının anatomik özelliklerinin belirlenmesine ve istatistiksel olarak <br>karşılaştırmasına dayanır. Taksonların ait olduğu familya dünyada 100 cins ve 2000 kadar türle tropikal, <br>subtropikal ve ılıman bölgelerde yayılmış bir familyadır. Türkiye'de 34 cins ve 300'den fazla türü <br>bulunmaktadır. Alkanna türleri doğal boya olarak bilinen “alkannin” isimli bir madde içermektedirler. Bu <br>nedenle antik çağlardan beri geleneksel kullanımda oldukça önemli bir yeri vardır. Özellikle Alkanna <br>tinctoria (L.) Tausch doğal boya olarak en önemli alkannin kaynağıdır. Alkannin ayrıca anti-bakteriyel <br>özellikleri dolayısıyla gıda boyası olarak da kullanılmaktadır. Çalışma materyali olan taksonlara ait bitki <br>örnekleri doğal yayılış gösterdikleri alandan toplanmıştır. Mikro morfolojik gözlemlerden elde edilen <br>ölçümlere ait sayısal değerler çalışmanın istatistiksel aşaması için kullanılmıştır. Örneklerin mikro <br>morfolojik özelliklerine ait bu değerler birbirleri ile regresyon analizi ve pearson korelasyon testleri <br>kullanılarak karşılaştırılmaları yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar tablolar ile gösterilerek istatistik sonuçları <br>P<0.05 ve P<0.01 anlamlılık düzeyinde değerlendirilmiştir. İstatistiksel analizler MINITAB yazılım paketi <br>kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın sonucunda, mikro morfolojik özelliklerin sayısal değerleri <br>bitkileri birbirinden ayırmak için kullanılabilecek alternatif kanıtlar sağlayabileceği bulunmuştur. Böylece <br>bu çalışma sonuçları, incelenen örneklerin birbirlerinden sadece morfolojik özellikleriyle değil aynı <br>zamanda sayısal mikro morfolojik anatomik karakterleri ile de ayırt edilebildiğini ortaya koymuştur.</p>2025-05-09T00:00:00+03:00Copyright (c) 2025 International Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researcheshttps://as-proceeding.com/index.php/ijanser/article/view/2647Cylinder Geometry Modeling in Some Macro and Microstructures in Nature 2025-05-09T14:14:36+03:00Ali Özdemir acaozdemir@gmail.com<p>Our study has shown that the micro and macro morphological structures of some living tissues <br>have different geometric models, and that these microstructures can be defined numerically and shown with <br>formulas. In the study, information on the subject in the literature was obtained in the evaluation of micro <br>and macro structures within the geometric framework. As a result of our research, we found that the some <br>macro and micro structures whose microscopic structures we examined with help microscopy of plants has <br>cylinder geometric models. A cylinder (from Ancient Greek κύλινδρος (kúlindros) 'roller, tumbler') has <br>traditionally been a three-dimensional solid, one of the most basic of curvilinear geometric shapes. In <br>elementary geometry, it is considered a prism with a circle as its base. The geometric structures related to <br>these geometric models, microscopic photographs showing their micro structures and the formulas of the <br>numerical properties of these structures are given in the study. Most living materials in nature have a <br>geometric model. The geometric shapes of these structures, their positions of coming together, the areas <br>they cover, and their durability affect the functionality of their entirety. With this study, we tried to <br>determine the geometric modeling of some living structures that we see around us and share our planet <br>with. The method we applied was done by identifying geometric models or shapes that most closely <br>resemble the actual shape of the micro and macro structures. At the same time, literature information from <br>similar studies was also used. On the other hand, literature information about the geometric models and <br>mathematical formulas of these micro and macro structures was evaluated. In addition, the structures of the <br>geometric models obtained from these definitions were shown with figures. As a result, we were to detect <br>cylinder geometric models the macro and microstructures of some plant tissues.</p>2025-05-09T00:00:00+03:00Copyright (c) 2025 International Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researcheshttps://as-proceeding.com/index.php/ijanser/article/view/2648Tef (Eragrostis teff) Bitkisinin Özellikleri, Yetiştiriciliği ve Kullanım Alanları Üzerine Bir İnceleme2025-05-09T14:17:07+03:00Mustafa ŞAHİNmustafa.sahin0672@icloud.comMüzeyyen ÖZDEMİRozdemirmuzeyyen1999@gmail.com<p>Bu çalışmada, artan gıda ve yem ihtiyacına çözüm arayışları çerçevesinde tef (Eragrostis teff) <br>bitkisi ele alınmıştır. Afrika kökenli olan ve binlerce yıldır tarımı yapılan tef, hem insan beslenmesi hem <br>de hayvancılıkta yem kaynağı olarak dikkate değer özellikler sunmaktadır. Tef, kuraklığa, su baskınlarına <br>ve zararlılara karşı yüksek dayanıklılık göstererek farklı iklim koşullarında başarıyla yetiştirilebilmekte ve <br>bu yönüyle sürdürülebilir tarım sistemleri için önemli bir alternatif oluşturmaktadır. Yüksek protein, <br>demir, kalsiyum ve lif içeriği ile öne çıkan tef, özellikle çölyak hastaları ve gluten intoleransı olan <br>bireyler için değerli bir gıda kaynağıdır. Hayvancılık açısından ise yüksek ot verimi ve besleyiciliği <br>sayesinde yem bitkisi olarak büyük potansiyele sahiptir. Türkiye’de yapılan araştırmalar, tefin farklı ekim <br>zamanlarında verim ve kalite açısından başarılı sonuçlar verdiğini göstermiştir. Bu bağlamda, tef bitkisi <br>hem insan sağlığına katkıları hem de tarımsal üretime esnekliğiyle dikkat çekmekte, yeni yem ve gıda <br>kaynakları arayışında önemli bir seçenek olarak öne çıkmaktadır. Çalışma sonucunda, tefin ülkemizde <br>yaygınlaştırılması ile hem besin güvenliğine hem de tarımsal çeşitliliğe önemli katkılar sağlanabileceği <br>ortaya konulmuştur.</p>2025-05-09T00:00:00+03:00Copyright (c) 2025 International Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researcheshttps://as-proceeding.com/index.php/ijanser/article/view/2649Büyük Abdiuşağı Köyü (Kırşehir-Akpınar) Manganez Cevherleşmelerine Yönelik İlk Bulgular2025-05-09T14:24:04+03:00Ahmet EFEefe@cumhuriyet.edu.tr<p>Bu çalışma, Kırşehir-Akpınar bölgesindeki Büyük Abdiuşağı Köyü kuzeyinde yer alan manganez <br>cevherleşmesini ve çevre kayaçların özelliklerini incelemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, <br>manganez cevherleşmelerinin dağılımı, şekilleri, yankayaç ilişkileri, mineralojik bileşimleri ve dokusal <br>özellikleri detaylı saha ve laboratuvar yöntemleriyle değerlendirilmiştir. İnceleme alanında, Çiçekdağı <br>Formasyonu'nun volkano-sedimanter kayaçları ile Orta Anadolu Granitoyitleri, Neojen yaşlı İncek <br>Formasyonu ve Kızılırmak Formasyonu birimleri gözlenmiştir. Çalışma sonucunda, manganez <br>cevherleşmelerinin hidrotermal kökenli olduğu, Çiçekdağı Formasyonu'na ait radyolarit ve pelajik <br>kireçtaşlarında lokalize olduğu ve bu cevherleşmelerin fayların oluşturduğu ezik zonlarda geliştiği <br>belirlenmiştir. Cevherleşmenin mineralojik bileşenleri arasında psilomelan ve proluzit ön plana çıkmıştır. <br>Bulgular, bölgedeki manganez cevherleşmelerinin jeolojik süreçlere bağlı oluşum mekanizmalarını <br>anlamak için önemli veriler sunmaktadır.</p>2025-05-09T00:00:00+03:00Copyright (c) 2025 International Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researcheshttps://as-proceeding.com/index.php/ijanser/article/view/2650Başınayayla Köyü (Yozgat) Çevresinde Gözlenen Polimetal Oluşumlarına İlişkin Arazi Verileri 2025-05-09T14:27:38+03:00Ahmet EFEefe@cumhuriyet.edu.tr<p>Bu çalışmada, Orta Anadolu Kristalen Kompleksi içerisinde yer alan Yozgat Batoliti’nin jeolojik <br>yapısı ve cevherleşme potansiyeli incelenmiştir. Çalışma kapsamında 1/25.000 ölçekli jeolojik harita <br>hazırlanmış, bölgeden alınan kayaç örnekleri mineralojik-petrografik yöntemlerle analiz edilerek cevher <br>mikroskopisiyle mineralizasyon özellikleri araştırılmıştır. Arazi çalışmalarında molibden ve bakır <br>cevherleşmesine ilişkin doğrudan mineralizasyon belirtileri gözlenmemiştir. Ancak, oksidasyon<br>sementasyon zonuna bağlı olarak özellikle malakit sıvamaları ve galenit minerali tespit edilmiştir. Bu <br>oluşumlar, Başınayayla Köyü’nün doğu-güneydoğusunda ve batı kesiminde, diyorit-granit dokanakları ile <br>silis dolgulu kırık sistemleri boyunca yayılım göstermektedir. Cevherli olduğu düşünülen parlatma <br>bloklarında molibdenit izlenmemiş, ancak pirit, galenit, kalkopirit, manyetit ve ilmenit birliktelikleri <br>belirlenmiştir. Bölgenin jeolojik ve jeodinamik evrimi göz önüne alındığında, cevherleşme modelinin <br>damar tipi yataklanmalar şeklinde gelişebileceği öngörülmektedir. Önceki çalışmalar porfiri sistemler <br>önerse de, yitim zonlarına bağlı I-tipi granitoyitlerin bölgedeki jeolojik yapı ile örtüşmemesi nedeniyle bu <br>modelin bölgeye uygun olmadığı değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, inceleme alanında epitermal damar <br>tipi cevherleşmelerin geliştiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, bölgedeki arama çalışmalarında galeri, yarma <br>ve sondaj yöntemleri bu modele göre tasarlanmalıdır. Özellikle eğik sondajlar tercih edilmelidir, çünkü <br>düşey sondajlar damar sistemlerini pas geçebilir. Ayrıca, bozunmamış birincil minerallerin daha <br>derinlerde bulunabileceği dikkate alınarak araştırma süreçleri planlanmalıdır.</p>2025-05-09T00:00:00+03:00Copyright (c) 2025 International Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researcheshttps://as-proceeding.com/index.php/ijanser/article/view/2651The Influence of Emerging Technologies on the Transformation of Airport Operations and the Enhancement of Passenger Experience: An Overview of Smart Airport Solution 2025-05-09T14:30:28+03:00Ayşenur ERDİLrunesyalidre@gmail.com<p>For all parties involved, especially airports and airline corporations, a swift and unavoidable <br>evolutionary process is being driven by the ongoing high demand in the global air transportation sector and <br>the intrinsic complexity of the current operational systems. There is a growing need to go beyond the long<br>standing close relationship between passengers and airlines, turning airports from important transit hubs <br>into essential elements of the whole travel experience. Global economic, social, cultural and especially <br>technical developments are the primary forces behind this change. Additionally, this tendency is being <br>significantly impacted by the new generation of digitally native customers’ changing consumption patterns <br>and growing need for tailored services. An analysis of the evolution of the two main aviation industry <br>players, airports and airlines, shows a growing awareness of the strategic significance of passenger <br>happiness and experience. As a result, airports are developing beyond simple infrastructure to become <br>cutting-edge hubs with cutting-edge and Emerging technologies and services focused on passengers. <br>Achieving high levels of passenger happiness and positive experiences is essential for success in the <br>aviation industry, given its competitive landscape and profitability dynamics. By analyzing current trends <br>in the relevant industry and the research approaches used, this article seeks to offer a perspective on the <br>possible evolution of future passenger experiences. Within a broad framework, the function of smart airport <br>solutions in this transition and their potential to improve the traveler experience are discussed.</p>2025-05-09T00:00:00+03:00Copyright (c) 2025 International Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researcheshttps://as-proceeding.com/index.php/ijanser/article/view/2652Veri Artırmanın CNN Tabanlı Derin Sinir Ağı Modellerine Etkisi 2025-05-09T14:34:01+03:00Kadir KESGİNkadir@bandirma.edu.tr<p> </p> <p> </p>2025-05-09T00:00:00+03:00Copyright (c) 2025 International Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researcheshttps://as-proceeding.com/index.php/ijanser/article/view/2653Bazı Draba Türlerinin Anatomik Özelliklerinin İstatistiksel Karşılaştırılması2025-05-09T14:38:54+03:00Canan Özdemircozdemir13@gmail.com<p>Çalışmada, Brassicaceae familyasına ait iki Draba (Draba nemorosa L.ve Draba rosularis Boiss). <br>türünün doğal ortamlarından toplanılan örnekleri çalışılmıştır. Bu türlerden Draba rosularis Boiss taksonu <br>endemik olup sınırlı bir alanda yayılış göstermektedir. Çalışmada bu taksonların kök ve gövde anatomik <br>özellikleri belirlenerek bu özelliklerin sayısal değerleri ile istatistiksel olarak karşılaştırmasına yapılmıştır. <br>Taksonların ait olduğu Brassicaceae (Turpgiller)familyası tek ya da çok yıllık otlar ya da nadiren küçük <br>çalılardan oluşan bir ailedir. Kök kazık, kökgövde, yumrulu rizomlu ya da nadiren sitolonludur. Bitkiler <br>çoğunlukla karasal ya da nadiren yarı batıktır. Gövdeler dik, yükselici ya da yatık, otsu ya da nadiren <br>odunsu, yapraksı ya da yapraksız ve zaman zaman da gövde hiç yoktur. Kayadolaması olarakta adlandırılan <br>örneklerimizin cinsinin genel özellikleri ise; tek, iki ya da çok yıllık otlardan oluşması, odunsu köke sahip <br>oluşu ve küme oluşturmasıdır. Gövde dik, yükselici ya da zaman zaman yatıktır. Tüyler basit ya da <br>çatallıdır. Taban yaprakları saplı, sıklıkla rozet halinde, basit ve kenarları düz, dişli ya da nadiren <br>lobludur. Çalışma materyali olan taksonların mikro morfolojik gözlemlerden elde edilen ölçümlere ait <br>sayısal değerleri çalışmanın istatistiksel çalışması için kullanılmıştır. Örneklerin mikro morfolojik <br>özelliklerine ait bu değerler birbirleri ile regresyon analizi ve pearson korelasyon testleri kullanılarak <br>karşılaştırılmaları yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar tablolar ile gösterilerek istatistik sonuçları P<0.05 ve <br>P<0.01 anlamlılık düzeyinde değerlendirilmiştir. İstatistiksel analizler MINITAB yazılım paketi <br>kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın sonuçları kök ve gövde epidermis, korteks gibi kantitatif mikro <br>morfolojik karakterlerin taksonları ayırmak için kullanılabilecek uygun taksonomik karakterler olduğunu <br>göstermiştir. Böylece bu çalışma sonuçları, incelenen örneklerin birbirlerinden sadece morfolojik <br>özellikleriyle değil aynı zamanda sayısal mikro morfolojik anatomik karakterleri ile de ayırt edilebildiğini <br>ortaya koyarak mikro morfolojik karakterlerin sayısal analizinden elde edilen sonuçların taksonların <br>tanınması için ek kanıt sağlayabileceği bulunmuştur.</p>2025-05-09T00:00:00+03:00Copyright (c) 2025 International Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researcheshttps://as-proceeding.com/index.php/ijanser/article/view/2654Energy-Efficient Deep Learning through Memristive Neuromorphic Synapses: A Hardware Implementation Study 2025-05-09T14:42:16+03:00Baki Gökgözbakigokgoz@gumushane.edu.tr<p>Advances in artificial intelligence and machine learning, especially in deep learning, have driven <br>rapid adoption across various fields. However, the high computational demands and extensive data <br>processing needs of these algorithms pose major energy efficiency challenges for traditional Von Neumann<br>based computing systems. These issues are compounded by the slowing scalability of semiconductor <br>technology and the inefficiencies of parallel processing in multi-core architectures. To address these <br>limitations, neuromorphic computing systems which unify memory and processing at the hardware level <br>have emerged as a promising solution for energy efficient AI. Among their key components, memristive <br>devices stand out by mimicking biological synaptic behavior with extremely low power consumption, <br>allowing for physical representation of synaptic weights in neural networks. This study explores the <br>hardware implementation of memristive synapses in deep neural networks. While memristive systems may <br>have longer training times compared to software-based convolutional neural networks, they achieve <br>competitive accuracy (up to 90%) using gradient descent optimization methods, all while consuming around <br>100,000 times less energy. This dramatic improvement in energy efficiency makes memristive technology <br>a leading candidate for both current and future sustainable AI systems.</p>2025-05-09T00:00:00+03:00Copyright (c) 2025 International Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researcheshttps://as-proceeding.com/index.php/ijanser/article/view/2655Artificial Intelligence and the Problem of Energy Consumption: Challenges and Opportunities for a Sustainable Future2025-05-09T14:46:28+03:00Baki Gökgöz bakigokgoz@gumushane.edu.tr<p>In recent years, artificial intelligence (AI) systems have rapidly advanced, offering transformative <br>solutions that significantly enhance efficiency across various sectors such as healthcare, finance, <br>transportation, and education. However, the growing computational demands required to train and deploy <br>state-of-the-art AI models particularly those based on deep learning architectures—have raised serious <br>concerns regarding their environmental sustainability. Training large-scale models often involves the <br>consumption of vast amounts of electricity, resulting in substantial carbon emissions and a considerable <br>ecological footprint. This paper provides a comprehensive examination of the energy consumption <br>associated with AI systems, highlighting the underlying factors contributing to their environmental impact, <br>including model complexity, dataset scale, and infrastructure design. It also surveys recent efforts aimed at <br>mitigating these effects, including the development of energy-efficient algorithms, adoption of low-power <br>hardware architectures, and implementation of carbon-aware computing strategies. Furthermore, the <br>concept of “Green AI” is discussed as a paradigm shift towards sustainability-aware AI development, <br>advocating for the inclusion of energy and environmental metrics as core evaluation criteria in AI research. <br>The paper concludes by emphasizing the need for interdisciplinary collaboration and policy intervention to <br>align the progress of AI technologies with global sustainability goals.</p>2025-05-09T00:00:00+03:00Copyright (c) 2025 International Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researches