Anne Bebek Bağlanması ve Kanıta Dayalı Uygulamalar
Abstract views: 143 / PDF downloads: 180
DOI:
https://doi.org/10.59287/icmar.1265Keywords:
Anne-Bebek Sağlığı, Bağlanma, Hemşirelik, Kanıt, Kanıta Dayalı UygulamalarAbstract
Anne bebek bağlanması prenatal dönemden başlayarak doğum sonu dönemde de devam eden bir süreçtir. Kadınların gebelik sürecinde annelik rolünü benimsemesi, postpartum dönemde anne-bebek arasındaki bağın oluşmasında oldukça önemlidir. Kadınlar gebeliklerinde ikinci trimesterin başlangıcına kadar, bebeğin zihinsel bir resmini oluştururlar. Gebeler kendileri için çok önemli ve değerli bir şeye sahip olduklarını düşünürler ve bu durum onlar için mutluluk ve gurur verici olur. Fetüs doğmadan önce ayrı olarak hissedilir ve doğum öncesi bir kişilikle donatılır. Gebelik ilerledikçe kadın, fetüsü kendi bedeninden farklı olarak bir birey olduğunu algılayarak fetüs ile etkileşime girer ve fetüs hem annenin bir parçası hem de yeni bir birey olarak sevilir hale gelir. Bununla birlikte annelerin çoğu, henüz doğmamış bebekleriyle konuşurlar. Yapılan randomize kontrollü bir çalışmada, gebelik döneminde 30, 32, 34 gebelik haftasında Leopold manevraları ile gebelerin elleri ile karınlarının üzerinden fetüsü palpe etmeleri sağlanmış ve gebelere yaptırılan bu girişim, gebelerin fetüsü kavramsallaştırdıklarını, fetüsleri ile iletişime geçtiklerini ve konuşma sayılarını arttırdıklarını gözlemlemişlerdir. Doğum sonu dönemde anne bebek bağlanmasını etkileyen uygulamalar arasında ise literatürde kanguru bakımı, dokunma ve masaj, sosyal destek, emzirme, yoga ve meditasyondur. Yapılan Cochrane incelemesinde kanguru bakımının bir ile üç aylık takipte emzirmeyi, bebek bakımı yönteminden anne memnuniyetini, bazı anne -bebek ilgili ölçütleri olumlu düzeyde arttırdığı belirlenmiştir. Bu araştırma anne-bebek bağlanmasını etkileyen kanıta dayalı uygulamaları ve önemi hakkında bilgi vermek amacıyla yapılmıştır.