Xiphydria prolongata odun yaban arısında bağırsak bakteri florasının karakterizasyonu
Abstract views: 37 / PDF downloads: 97
Keywords:
Xiphydria Prolongata, 16S Metabarkotlama, Bağırsak Mikroflorası, Yeni Nesil Dizileme, Odun Yaban ArısıAbstract
Xiphidriidlerin larvaları ağaç kurdudur ve bilindiği yerlerde ağaçların ve çalıların zayıflamış veya ölmekte olan küçük dallarını tercih ederler. Bazı Nearktik ve Palearktik türlerin konakçıları arasında Acer, Alnus, Betula, Salix, Populus, Tilia, Ulmus, Carpinus ve Fagus gibi bitkiler bulunur. Xiphydria prolongata (Geoffroy, 1758) ağırlıklı olarak Salix, Populus ve Ulmus gibi geniş yapraklı ağaçlarda kolonize olur. Larvaları söğüt ağaçlarının yeşil kabuklu gövdeleri ile beslenir ve ağacın gelişimine zarar verir. Bitkilerin selüloz gibi dokularını sindirebilmek için bu böcekler mantarlar ve bakteriler ile simbiyoz bir ilişki içerisindedirler. Xiphydria cinsine ait diğer bazı türlerin mantar simbiyontları hakkında literatür bilgisi olmasına rağmen bakteri simbiyontları hakkında çalışma yoktur. Yapılan çalışma ile X. prolongata türünün bağırsak bakteri florası 16S metabarkotlama tekniği ile karakterize edilmiştir. Yeni nesil dizileme tekniği kullanılarak 16S rRNA genlerinin V3-V4 hiper-değişken bölgesinin amplikonları ileri ve geri yönlü dizilenmiştir. Elde edilen kısa okumaların karakterizasyonu Qiime2 yazılımı kullanılarak linux ortamında gerçekleştirilmiştir. Tanımlanan MOTU’lerin taksonomik statüleri Silva v138 veritabanı referans alınarak %97 benzerlik oranına göre oluşturulmuştur. Takson atama analizleri sonucunda tanımlanan bakterilerin çoğunluğunun Proteobacteria şubesine ait oldukları anlaşılmıştır. Bağırsak florasının büyük kısmını (%91,52) Sodalis cinsine ait bakteriler oluşturmaktadır. Sodalis bakteri türlerinin böcek bağırsağında biyofilmler oluşturması ve bazı vitaminleri üretmesi dikkat çekmektedir. Çalışma kapsamında bağırsak florasında bulunan yaygın bakteri cinsleri Sphingomonas ve Pseudomonas olarak belirlenmiştir. Bu bakterilerin insektisit dirençliliğinde rolü olduğu çalışmalarda gösterilmiştir.